Tuzla'daki işçi ölümleri devam edecek - Meral Tamer

Dünkü yazımda Tuzla'daki işçi ölümlerini "mukadderat" olarak nitelediğini belirttiğim AKP İstanbul Milletvekili Hasan Kemal Yardımcı aradı. Ankara'da Meclis'e gelen gazetecilerle aralarında yanlış anlama olduğunu ifade etti, "Tedbirsiz ölüm, mukadderat değildir; tedbir bizden, mukadderat Allah'tan" dedi. Ve böylece sohbetimiz başladı.

Yardımcı "Tersanelerin Haliç'ten Tuzla'ya taşınmasından bir süre sonra, Tuzla'da tersane alan ilk armatörüm ben. Tuzla'nın kahrını az çekmedim," diyerek kendini tanıttı. "Ben burada direkt sorumluyum, kaçınılmaz biçimde sorumluluğum var. Neden bu hale geldik? Bunun fotoğrafının çekilmesi lazım" diye devam etti.
Ve aralarında Egemen Bağış ile Zafer Üskül'ün de bulunduğu çok sayıda milletvekilinden imza toplayarak Tuzla'daki işçi ölümleriyle ilgili Meclis Araştırması açılması için dün TBMM Başkanlığı'na başvurduklarını bildirdi; imzalı metni de bana gönderdi:

Meclis Araştırması
"(...) İşverenin işçi sağlığına, iş güvenliği kurallarına, ağır ve tehlikeli işler yönetmeliğine uyulmadığının tespit edilmesi halinde gerekli yaptırımların uygulanıp uygulanmadığının araştırılması gerekmektedir.

Yaşanan bu elim olayların, gelişen Türk Gemi İnşa Sanayi ve Denizcilik sektörünün sorunlarının araştırılması; istihdam, eğitim, kapasite, işçi sağlığı ve iş güvenliği, can ve mal güvenliği konularında alınacak tedbirlerin tespiti amacı ile Anayasa'nın 98. ve TBMM içtüzüğünün 104. ve 105. maddeleri gereğince, Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz."

Yardımcı'nın anlattıklarını can kulağıyla dinledim. Vardığım sonuç şu: Tuzla tersaneleri daha çoook işçiye mezar olur. Bundan maalesef kaçış yok.
Sözü Yardımcı'ya bırakıyorum; bilmem siz de benimle aynı sonuca varacak mısınız?

Yardımcı'nın sopası!
" Hızla büyüyen her sektörde sıkıntı vardır. Sanayicimizin, ucuz fiyat - ucuz taşeron mentalitesinden çıkıp, fiyatı ne olursa olsun, işi hak edene vermesi lazım. Yaptırımlar hemen devreye girmeli. Elimde sopa, sanayicilerin kafasına nasıl vuruyorum biliyor musunuz? Hedef, Tuzla tersanesini dünya standartlarının içine çekmektir.

Sanayicilerimiz bu işin buralara geleceğini, bu iş kazalarının devam edeceğini düşünemediler. Kapasiteyi zorlayarak yeni ölümlere davetiye çıkardılar. Kabahat kürk olsa, kimse giymiyor. Tuzla'da 35 - 40 tersane var. Ama 100 tersane de Hopa'dan İskenderun'a, Ereğli'den Ünye ve Yalova'ya Türkiye'nin dört bir yanında kuruluyor. Pekiyi kalifiye elemanı nereden bulacaklar? Kaynak Tuzla'da. Oradan eleman çekiyorlar.

Haydi oğlum benimle çalışır mısın?
Nereye abi?
Ünye'ye...
İşi bilen Tuzla'dan gidince ne oluyor?
Yeni yetme gençler Tuzla'ya geliyor. Siparişler beklediği için de taşeron kullanma oranı hep artıyor."
Pekiyi ne yapılması lazım?
Yardımcı'nın yanıtı:

* Sanayici her siparişin üzerine atlamayacak.

* Eğitimli eleman istihdam etmeye öncelik verecek.

* Sertifikalı gemi üretiyorsa, sertifikalı işçi çalıştıracak.

Tersane sahipleri, bugüne kadar ne yapmaları gerektiğini bilmiyorlar mıydı?
Köle gibi çalışmaya hazır yoksul-aç, niteliksiz gençler, ölümüne çalışma koşullarına rağmen kuyrukta beklerken, ne gerek var sipariş iptal etmeye!

Milliyet

mtamer@milliyet.com.tr