İki yıl önce Ankara Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nde Zeybek Elektrik A.Ş. firmasında çalışırken iş cinayetinde yaşamını yitiren yüzde 49 engelli Adnan Almacı’nın ölümüne ilişkin açılan davanın 21 Ekim’de görülmesi beklenen duruşması, hakimin rahatsızlığı sebebiyle Nisan 2026’ya ertelendi.
OSB MÜDÜRÜ BİLİRKİŞİ OLARAK ATANDI
Adnan Almacı, iki yıl önce Zeybek Elektrik’te bekçi olarak çalışıyordu. Almacı, yüzde 49 engelli olmasına ve engelli kadrosundan işe girmesine karşılık firma tarafından koşulları çok daha ağır olan gece vardiyasında çalıştırılmaya başlandı. Almacı, gece bekçiliği yaptığı 13 Mayıs 2023 tarihinde çatı katındaki asansör boşluğundan eksi üçüncü katta bulunan, Burç Asansör tarafından imalatı ve bakımı yapılan ruhsatsız asansörün üzerine düşerek yaşamını yitirdi. Almacı’nın iş cinayetinde hayatını kaybetmesinin ardından oğlu Enes Şura Almacı, adaletin tescil etmesi talebiyle hukuki yollara başvurdu ancak dava süreci ardı ardına gelen usulsüzlükler üzerinde şekillendi.
İş cinayetine ilişkin hazırlanan ilk bilirkişi raporunda Almacı, işveren ve bakım hizmeti veren firmalarla birlikte kusurlu bulundu. Almacı’yı kusurlu bulan raporu hazırlayan iki bilirkişiden biri olan inşaat mühendisi ve iş güvenliği uzmanı Erhan U.’nun ise, aynı zamanda iş cinayetinin yaşandığı Sincan Organize Sanayi Bölgesi’nin yönetiminde İnşaat ve Altyapı İşleri Müdürü olarak çalıştığı ortaya çıktı. Üstelik inşaat mühendisi Erhan U., Adalet Bakanlığı yönetmeliklerinde asansörler için sadece makine ve elektrik elektronik mühendislerinin bilirkişilik yapabileceği ifade edilmesine rağmen asansörü değerlendirecek teknik bilgiye sahip olmadığı halde bilirkişi heyetine eklendi. Oğul Enes Almacı, rapora itiraz etti. İtiraz üzerine hazırlanan ikinci raporda ise Adnan Almacı, ruhsatsız asansörün bakımını gerçekleştiren firmadan daha fazla kusurlu bulundu. Yeni raporda asansörün ruhsatının dahi olmamasına karşın bakımdan sorumlu firma Burç Asansör yüzde 20, hayatını kaybeden Adnan Almacı ise yüzde 30 kusurludur denildi. Yüzde 50’lik kusur ise işveren Zeybek Elektrik’e atfedildi.
Tüm bunlara karşılık, raporda, yüzde 49 engeli bulunan Almacı’nın asansör katta değilken güvenlik kapısını tek başına nasıl açmış olabileceği sorusu aydınlatılmadı. Ruhsatsız asansöre bakım faaliyetinde bulunan Burç Asansör çalışanları, güvenlik kapısının nasıl açıldığına dair yöneltilen soruda, kapının yanında bulunan uzun demir bir levha ile kapıyı zorlayarak açtıklarını aktardı. Ancak demir levhada Almacı’nın parmak izine de rastlanmadı. Oğul Enes Almacı, hem babasının parmak izinin kapıyı açan gereç üzerinde bulunmaması hem de engelli bir kişinin bu kadar sert bir zorlamayla kapıyı açamayacak olması nedeniyle rapora itiraz etti. Oğul Almacı, şu soruları sordu: “Ben de bir mühendisim, gittiğimde asansörün farklı bir kapısını açmaya çalıştım. Bu kapıyı genç halimle ben açamadım, yüzde 49 engelli babam nasıl açabilir? Asansörün bakımları usulü uygun şekilde yapılmıyordu, Burç Asansör çalışanı Abbas Seyfali savcılık ifadesinde bakımlar esnasında asansörün kapısını demir çubuk ile zorlayarak açtıklarını ifade etti. Dünyanın hiçbir yerinde teknik olarak asansör kapısı zorla açılıp bakım yapılmaz. Bu zorlama asansörü güvensiz hale getirir. Asansör montaj sözleşmesinde Burç Asansör’ün ruhsat alması gerektiği ifade edilirken bakımını yapmakla sorumlu olduğu asansöre ruhsat dahi almayan firma, nasıl babamdan daha az kusurlu olabilir?”
ASANSÖR RUHSATSIZ ŞEKİLDE HÂLÂ KULLANIMDA
BirGün’e konuşan oğul Enes Almacı, sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: “Asansör kapısını zorlayarak açanının babam olduğuna ilişkin hiçbir somut kanıt olmadığı halde babamı sorumlu tutuyorlar. Babamı ilk bulan kişi benim. Asansörün arıza kayıtlarının incelenmesini talep ettim, asansör arıza kaydı tuttuğu halde raporlara kayıt tutulmamış şeklinde geçirildi. Dosyada tutuklu tek bir kişi bile yok. Hatta sanıklar gözaltına alınmadıkları, tutuklu yargılanmadıkları gibi davadan da vareste tutuldular. Duruşmaya gelmelerine gerek olmadığı söylendi. Ne sanıklar ne avukatları duruşmalara katılıyor. Duruşmalar da nisandan eylüle eylülden nisana ertelenip duruyor. Üstelik o ruhsatsız asansör de hâlâ çalışıyor.
12 yıldır ruhsatsız olarak çalışan bir asansörü, bir insanın yaşamını yitirmesinin ardından hâlâ çalıştırmaya devam ediyorlar. Ruhsatı olmadığı için TSE kontrolüne de girmiyor. Bilirkişi raporlarında ciddi güvenlik açıkları olduğu, asansörün mühürlenmesi gerektiği ifade ediliyor. Buna rağmen ne adalet sağlanıyor ne de yeni iş cinayetleri yaşanmasın diye harekete geçiliyor. Bu sistemden sorumlu mühendis, firma yöneticileri, kimse yargılanmıyor, hepsi sıcacık yataklarında uyuyorlar. Benim de engelli babamın kendi ölümüne sebep olduğuna, suçun onda olduğuna inanmamı bekliyorlar. Rahmetlik babam arkada gözü yaşlı bir eş ve iki evlat bıraktı. Adalet mücadelemi, başta babam olmak üzere iş cinayetine kurban gitmiş tüm emekçiler için vazgeçmeden, yılmadan sorumlular gerekli cezaları alana kadar devam edeceğim.”
