Mevsimlik tarımda çocuk işçiliği: Okul sıralarında değil, tarlada ter döküyorlar

Suna, İbrahim, Esmanur, Muhammed, Mizgin, Zemzem, Civan… Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde Çeltikçi ve Koşuboğazı köylerine yılın neredeyse 6 ayı mevsimlik işçi olarak gelen ailelerin çocukları. 8 Eylül’de okulların açılmasına rağmen onlar Şanlıurfa’daki okul sıralarında değil, Bursa’daki çadırlarda, kimisi ise tarlada.

Her yıl Mustafakemalpaşa, Yenişehir, Karacabey, İnegöl ilçelerine binlerce insan mevsimlik tarım işçisi olarak göç ediyor. Ailelerle birlikte gelen çocuklar ise göç ettikleri süre boyunca eğitim hayatından uzak kalıyorlar. 18 Ağustos 2025 tarihinde Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan genelgede öğrencilerin gittikleri illerde takibinin yapılması ve okul devamlılığının sağlanması belirtilirken gerçekte, ikinci dönemin ikinci sınavına girmeden aldıkları not ortalamasıyla bir üst sınıfa geçiyorlar- geçiriliyorlar.

Geldikleri kentte ise öğrenciler, ne İl Milli Eğitim Müdürlükleri ne de eğitime bağlı herhangi bir kurum tarafından takiplerinin yapılmadığını söylüyor.

“Bakanlıktan okul takibi için gelmiyorlar”
Çeltikçi Köyü’nde Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinden gelen öğrenciler var. Bir çadır alanında en az 50’ye yakın öğrenci bulunuyor. Nisan ayında gelmişler, Eylül’ün sonunda gidecekler. Bu süreçte öğrencilerin eğitimle ilişkisi kesilmiş durumda. Memleketlerine döndüklerinde Suna 7. sınıfa, kardeşi Esmanur ise 5. sınıfa gidecek. Suna, “Her sene öyle. Her sene sınavlarımı yapmadan geliyorum ama yine de geçiyorum” diyor. Esmanur ise, “Burada okula gitmiyoruz” diyor. Muhammed Furkan da Esmanur ile aynı sınıfa gidiyor.

Milli Eğitimden okul takibi için kimsenin gelmediğini söylüyorlar. Şanlıurfa Hilvan’dan gelen Nilüfer Yıldız’ın 8. sınıfa, 6. sınıfa giden 2 çocuğu ve 2. sınıfa giden çocukları var. Yıldız, “Öğrenciler okula gitmiyor burada. Bir iki güne kadar gideceğiz. Nisan ayında ‘iş var’ dediler, geldik, kar yağıyor. Şimdi sınıfta kalma olmadığı için herkes geçti. Öğretmenlerde diyor, “imkânınız varsa orada okula gönderin” ama gönderemiyoruz. Okulda geri kaldıkları için zorlanıyorlar” diyor.

“İkinci dönemin karnesini görmeden üst sınıfa geçiyorlar”
Koşuboğazı’ndaki aileler, Şanlıurfa’nın Viranşehir ilçesinden geliyorlar. Şimdiye kadar ikinci dönemin karnesini hiç almamış çocuklar. Yaklaşık 25 öğrenci bulunuyor. 8. sınıfa giden Civan Çeken, bu dönem LGS’ye hazırlanmak istiyor. Civan, “10 gün içindememlekete döneceğiz. Okulun kapanmasına 15 gün kala geldik. Hocama, ‘bir hafta-10 gün arasında geleceğiz’ dedik. Mevsimliktensonra başlıyor devamsızlıklar. Gidince silebiliyoruz. Geçen yıl birinci dönem 2 sınava girdim, İkinci dönemde tek sınava girdim. Bazen ortalamaya bakıyorlar, ben zaten geçmiştim. Sadece muhtar geldi, ‘okula gideceksiniz’ dedi” sözleriyle anlatıyor durumunu.

Ablası Mizgin Çeken ise lise birinci sınıfa gidiyor. Yaşıtı Zemzem Besler ile tarlada da çalışan çocuklardan. Mizgin ve Zemzem LGS’ye girmemişler. İkinci dönem sadece ilk sınavlara girerek sekizinci sınıfı tamamlamışlar. Mizgin, “Birinci dönem karneyi alıyoruz. İkincidönem karne almıyoruz. Konulara telefondan bakıyoruz. Mevsimlik işçi olarak geçtiğimiz için sınava girmeden geçiyoruz” diyor.ZemzemBesler ise, anlatılan konuların okula döndüklerinde tekrar anlatıldığını söylüyor.

“Genelgeler kağıt üzerinde”
Mevsimlik tarım işçisi ile konar göçer ailelerin çocuklarının eğitime erişimlerini sağlamak üzere 27 Nisan 2024 tarihinde Cumhurbaşkanlığı tarafından, 6 Ağustos 2024 tarihinde ise Milli eğitim Bakanlığı tarafından gerekli tedbirlerin alınması yönünde genelgeler yayınlanmıştı. Eğitim İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona, genelgelerin işletilmesi için ise 2025 Ocak ayında 81 ilde “Eylem Planı Hazırlık Çalıştayı” gerçekleştirildiğini hatırlattı. Rona, kağıt üzerinde yer alan iddialı hedeflerin hayata geçmediğin ve kağıt üzerinde kalmaya devam ettiğini söylüyor:

“Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in konu hakkında genelge yayınlamasının üzerinden 1 yıl geçmiş olduğu halde henüz projeninilk aşaması olan öğrencilerin tespit edilmesi aşamasının bile tamamlanamamış olması mevsimlik tarım işçisi ile konar göçer ailelerin çocuklarının eğitime erişimlerinin sağlanamadığının da göstergesidir. Bir taraftan Orhaneli’deki köylerden taşımalı eğitimi kaldırırken diğer taraftan eğitime erişemeyen çocuklar için önlem alıyor gibi görünmek tam bir çelişkidir.”

Okulda kayıtlı görünüyorlar ama okulda değiller
Eğitim Sen Bursa Şube Başkanı Derviş Erdem ise İnegöl’deki öğretmenlerin aktarımına göre okullarda kayıtlı göründüklerini, geçen yıllarda da bazı öğrencilerin birkaç gün okula gittiğini fakat bu yıl hiçbir öğrencinin okula gitmediğini belirtiyor. Erdem, Yenişehir’de geçen dönemlerde birçok kez sendika ve yereldeki STK’ler ile çadırlar bölgesi denen yerleşim alanlarına gittiklerini ve gözlemlerini şöyle aktarıyor:

“Yoksulluğun ve ayrımcılığın karakterize edildiği alanlar buralar. Her yıl daha da kötüye giden koşullardalar. Mevsimlik işçiler ve çocuklar Kürt olmalarından dolayı ırkçılığa ve ayrımcılığa tabi tutulmaları yoksulluklarının yanında bu durumun tuzu biberi.Eğitim ile ilgili çözüm getirmek için başlattıkları uygulamalar daha da sorunları büyüttü. Mevsimlik tarım işçisi projesiyle (METİP) birçok bürokratik engel yaratıldı. Metip’e kaydı olmadan geldikleri bölgedeki bir okula kayıtları oldukça gecikmektedir. Çoğu çocuk dayatılan yoksulluktan dolayı tarlada çalışmak zorunda.”

“Kapitalist sistem okuldan izinli sayıyor”
Bursa Su Kolektifi üyesi Habib Göbelez, Emekoloji grubu olarak 4 yıldır mevsimlik tarım işçileri kamplarını ziyaret ettiklerini belirtiyor. Mustafakemalpaşa’nın Koşuboğazı ve Çeltikçi köylerindeki ziyaretin ardından Göbelez, gözlemlerini şöyle aktarıyor:

“Özellikle çocukların eğitime erişimlerinin ne durumda olduğunu sorgulamayı hedeflemiştik. Mümkün olmadı tek başına eğitimi araştırmak. Çünkü bu sosyal cinayet gerçeği öyle bir sorunlar yumağı ki tüm sorunların iç içe yaşandığı kocaman bir sömürü hattı. 4 yıl önce Yenişehir Menteşe kampında tanıştığımız Mersinli ailenin büyük kızının kendisini liseye göndermediği, tarlada çalışmaya zorladığı için önümüzde babasına ‘Göreceksin ben bir gün mutlaka hemşire olacağım’ sözü kulağımda yankılandı.Bu çocuklar nasıl hemşire, teknisyen, öğretmen ya da ideallerindeki herhangi bir mesleğe sahip olabilirlerdi ki. Akranlarından en az bir ay erken okullarını bırakmak zorunda kalıyor ve yine en az bir ay geç okula başlıyorlar, çürümüş kapitalist sistem onları anaları babaları ve yeterince yetişkin olduklarında kendi emekleri de piyasada olsun diye en ilkel barınma şartlarına mahkûm ederek okuldan ‘izinli’ sayıyor.”

2024 yılında yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Mevsimlik Tarım İşçileri Genelgesi’nin neredeyse tüm devlet kurumlarını, Diyanet İşlerinden Spor Bakanlığına, ValiliklerdenBelediyelere, kampların fiziki ve sosyal şartlarını belli standartlara ulaştırmakla görevlendirdiğini belirten Göbelez, “Hiçbir olumlu gelişme tespit edemiyoruz, buna rağmen bu yıl yedek işgücü ordusu ülkede giderek artan mülksüzleşme, yoksullaşma ve kitlesel proleterleşmeyi teyit edercesine geçen yıla göre çok daha genişlemiş gözüküyor” diyor.

Pelin Akdemir / 9.Köy