2 milyon liraya ‘işçi öldürme vesikası’: Hendek kararı yargının utanç lekesi

Sermayenin yanında, işçinin karşısında duran iktidarın şekillendirdiği yargı Hendek Katliamı Davası’nda skandal karara imza attı. Dün görülen karar duruşmasında patron Yaşar Coşkun ödül gibi ceza ve 15 milyon liralık kefaletle tahliye edildi.

Sakarya’nın Hendek ilçesinde 5 yıl önce meydana gelen, 7 işçinin hayatını kaybettiği Hendek Havai Fişek Fabrikası Katliamı’nın Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin bozma kararı sonrası görülen yargılamasının karar duruşması, Sakarya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Ferizli Kampüsü duruşma salonunda görüldü. Katliamda yakınlarını yitirenler ile avukatlarının yanı sıra CHP Sakarya Milletvekili Ayça Taşkent, TİP İstanbul Milletvekili Erkan Baş ve EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan da duruşmayı takip etti.

Duruşmadan, bilinçli taksirle öldürmeden ceza alan sanıkların, ‘olası kast’ ile yargılanması gerektiğini söyleyen Yargıtay ilamına direnme kararı çıktı. Tutuklu tek sanık patron Yaşar Coşkun ev hapsi ve 15 milyon kefaletle serbest bırakıldı.

SOMA DAVASI PATRONA SAVUNMA KALKANI OLDU
Yakınlarını kaybedenlerin avukatlarından Evren İşler, karara ilişkin BirGün’e değerlendirmelerde bulundu. Av. İşler, "Yargıtay 12. Ceza Dairesi çok açık ve net şekilde ‘Dosyada patron açısından olası kast oluşmuş’ dedi. Bu dosyada Yargıtay tüm delillere baktı ve bu patronun ölümleri göze aldığını tespit etti. Üzerinden 8 ay geçti, 8 aydır mahkeme güya inceleme yaptı. 8 ayın sonunda gelinen nokta insanların adalete dair umudunu yerden yere vurmak oldu. Her celsede evlatlarının, eşlerinin, kardeşlerinin parçalanmış bedenleri üzerine yapılan duruşmayı takip etmek fiilen eziyete dönüştü. İşin sonunda direnme kararı verildi. Kefaletle tahliye kararı çıktı, ölen 7 işçi başına 2 milyon lira... Bu, 2 milyonun varsa istediğin kadar işçi öldürebilirsin iznidir" diye konuştu.

Patronun savunmasında Soma Davası’ndaki cezasızlığı kendine örnek aldığının altını çizen Av. İşler şöyle konuştu: "Ek bir yoruma bile gerek olmayan bir dosyaydı. Patronların bu ölümleri göze aldığı açıktı. Buna rağmen direnip ‘olası kast’ kararı vermemek ancak yargının tarafsız olmaması demek. Sermayenin savunuculuğu demek. İş cinayeti dosyaları kararları bu düzenin devamına katkı sunuyor. Patron bunu savunmasında kullanıyor, ‘Soma’ya müsamaha gösteren bana da göstersin’ deme cesaretini bulabiliyor. O zaman da söyledik, bütün patronlar Soma kararından cesaret aldı. Şimdi bu insanların korunması da başka iş cinayetlerine cesaret verecek. Ailelerin canı çok yandı. İnsan hayatının karşılığı 2 milyon mu, 15 milyon lira bu patron için hiçbir şey, duruşma biter bitmez ödedi. Katliamdan sonra patrona moral yemeği yediren sermaye gücü ve yandaşlık düzeni... Yargı öyle bir aparat haline gelmiş ki artık bu bir organizasyon, toplumsal düzen. Sanık avukatı, savunmasında adeta ‘Bu düzeni kurdunuz, benim müvekkilim de düzene uydu, ceza veriyorsunuz’ diye isyan ediyor. Çünkü cezasızlıktan teminat almışlardı, Soma’yı bu yüzden savunmanın parçası yaptılar. Bu düzen değişene kadar da biz mücadele edeceğiz."

Halis Yılmaz’ın kardeşi Mervenur Yılmaz da "Yaşar Coşkun parayı yatırıp çıktı bile. Belki kendisine sormuşlardır kaç isteyelim diye, aynı babası gibi kaçsın diye salındı. Cinayet düzenine kaç kişi daha gerekiyor? Mahkeme salonunda karardan sonra krizler geçirirken mahkeme heyeti, başkan el sallayarak 'Hadi hadi' diye hareket yaptı. Adalet aradığımız ortam bu. Onlara kaç işçi yeter, ne kadar para yeter? Hep mantıklı olmaya çalıştım davamız için ama bizi çizgiden çıkardılar. Bütün işçileri öldürmeden durmayacaklar mı? Kaç kişi gerekiyor" diye konuştu.

BABA COŞKUN HÂLÂ FİRARİ
AKP’ye yakınlığıyla bilinen patronların fabrikası daha önce Coşkunlar, Büyük Coşkunlar, Venüs Coşkunlar gibi isimlerle faaliyet gösterdi. Patron Yaşar Coşkun’un babası Ali Rıza Ergenç Coşkun 16 yıl 8 aylık hapis cezasına çarptırılmasına rağmen firari. Yaşar Coşkun ise yargılanmadan önce AKP’ye yakınlığıyla bilinen MÜSİAD Sakarya şubesinin başkanlığını yapmış, patlamanın ardından MÜSİAD Coşkun için “moral yemeği” düzenlemişti. Toplantının bizzat AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla organize edildiği öne sürülmüştü.

∗∗∗

KATLİAMDA OĞLUNU KAYBEDEN YILMAZ: SERMAYE-SİYASET-YARGI ÇOCUĞUMU KATLETTİ
Son yıllardaki kararlara bakarak karar çok da sürpriz olmadı. 'Yargı bağımsızdır' inancıyla adaletin yerini bulmasını bekledik ama maalesef yargı yine haklıdan değil güçlüden yana oldu. Sermaye-siyaset-yargı üçgenini kıramadık, çocuğum bu üçgende katledildi. Sanıklara ödül gibi cezalar verilmiş oldu. Sermaye ve siyaset bu davada ağır bastı. Patrona 15 milyon lira kefaletle ev hapsi verildi. Dosya çok açık, su götürmez şekilde, biz ısrarla aynı şeyleri söylüyoruz. Kazalar her yerde olur, bu bir kaza değil, bu işyerinde bir ay boyunca uyarılar yapılmış. Geçmiş davalardan, cezasızlık pratiğinden, MÜSİAD Sakarya Şube Başkanı olmasından faydalandı. İktidara sırtını dayadı, gücü olana hizmet eden yargıdan bu karar çıktı. İlk kararı veren mahkeme heyeti değişti, istinafa gitti, Yargıtay 12. Ceza Dairesi'ne gitti, 'olası kast' önerisi geldi. Yargıtay 'Böyle yapılması gerekirdi' diyor, sen dosyayı incelemeden 'Kararda direnirim' diyorsun. Kanaatimce tembihle hareket ettiler. Davanın başından beri Soma'yı örnek alıp savunma argümanı olarak kullandılar. Soma'da çıkan karar hukuk sistemimizin yüz karası, yargının utanç lekesi. Onu örnek alıp bu sonucu çıkardılar.

Yargıya güvenimiz kalmadı. Sanıklardan 1'inin cezası onandı, 75-80 yaşında kaçak. Burada üretilen kaçak barut nasıl pazarlandı, satıldı, üzerine gidilmedi. Kamuyu devreye sokmadılar. Sanıkların kendi tanıkları bile söylüyor, buradaki denetlemeler haberli yapılırdı diye. Sermaye de siyaset de emniyet de buradan nemalanıyordu... 15 milyon verdi, cipi, villası, daireleri var, neyini kaybetti Coşkun, devlet teşvikiyle aldı fabrika arazisini. Bu karar bizi mücadelemizden vazgeçirmez. Ben sonuna kadar mücadelemi sürdürdüm. Fabrika arazisi satıldı, bu patronun yerine MÜSİAD Sakarya'ya başkan olan kişi 130 milyonluk araziyi 200 milyona satın aldı. O arazinin kot farkını, şantiye alanını yüksek gösterip rant elde ettiler. İşte bu ortaklık kararı da özetliyor aslında. Sakarya'nın politik eğilimleri belli, biz burada yalnız kaldık buna rağmen elimizden geleni denedik. Ben artık her konuda tedirginim. İşimden, aşımdan, canımdan tedirginim. Bizi çok hırpaladılar. Bu davayı da parayla kapattılar. İlk heyete çok baskı yapılıyordu, bir an önce dosya gitsin diye uğraşıldı. Ülkedeki yargı sistemi ortada. İkili yargı sistemi var, senden olan ve benden olan. Canım yanıyor, ceza alan sanıkların ifadeleri, bilirkişi raporları ortada, cezalandırmak için gereken fazlasıyla var. Çıkarın o cübbeleri sermayeye hizmetçi olun o zaman. Ne acımıza yanabildik ne ölümüze üzülebildik... İktidarla yargı bizi paspas etti, bu kararla da pekiştirdiler.

Melisa Ay / Birgün