İşçi sağlığı kavramını, çalışma hayatındaki sağlık ve güvenlik tehlikelerini belirlemek ve bunların sonuçlarını önleme faaliyeti olarak tanımlıyorum. Bu çalışmalar iş güvenliği (iş kazalarını önlemek) ve meslek hastalıkları (çalışmadan kaynaklı sağlık sorunlarını önlemek) başlıkları altında iki bölümde incelenmektedir.
Birinci bölümle ilgili olarak bilgi toplama ve iş cinayetlerini belgeleme çalışmaları, İSİG Meclisi’nin (1) bugüne kadarki faaliyetlerinin merkezini oluşturuyor. Tüm çalışanları ve tüm çalışma süreçlerini kapsayan, çalışma sırasında gerçekleşmesine rağmen çeşitli nedenlerle mevzuatın belirlediği sınırların dışında kalanları da dahil eden bir anlayışla kaza sonucu işçi ölümlerinin raporlanması, bu sayılara bakarak resmi rakamların üstünde işçi ölümü gerçekleştiğinin söylenmesi ve bunun ‘en az’ kavramı ile ifade edilmesi önemli bir çalışma olarak sürmektedir.
İkinci bölümün raporlama çalışması hepimizin bildiği nedenlerle çok daha zor. İLO ve DSÖ’nün Küresel izleme raporunda (2) belirtilen dünyadaki iş kazası/meslek hastalığı sıklık ve ağırlık hızları oranları ile karşılaştırılarak bakıldığında bizim resmi istatistiklerimizin ne mesleki maruziyetlerin sağlık sonuçlarını ne de bunlara bağlı ölümleri gösterdiğini, tam tersine bu sayıların sıfırlanmaya doğru gittiğini herkes biliyor, kabul ediyor. 5 yıl önce yazdığımız bir yazıda (3), meslek hastalıklarına giderek daha az tanı konduğunu anlatmıştık. Son dönemde mevzuatı düzenlenmediği için çalışmayan Ulusal İSİG Konseyi’nin geçmiş kararlarında diğer hedeflere ek olarak, ‘beklenen meslek hastalığı tanı koyma oranının % 500 artırılması’ da vardı. (4) Bu durum var olan meslek hastalıkları sayısının Çalışma Bakanlığı tarafından da kabul edilemez olduğunu gösteriyordu.
Sağlıkla ilgili maruziyetlerin görünür kılınmasına yönelik iki çalışma Türk Toraks Derneği tarafından 13 mayıs 2014 sonrasında Soma’da yapıldı. TMMOB-TTB tarafından 2016 yılında yayınlanan Soma Raporu’nda (5) yer verilen bu çalışmalara göre, 301 işçinin ölümü ile sonuçlanan faciadan sağ kurtulan bir grup işçiye yapılan tetkik ve muayeneler sonucu çeşitli kronik semptomların yanı sıra %11’inde KOAH, %10’unda Astım ve %31’inde Pnömokonyoz tespit edilmiştir. Sonuç olarak olguların yarısına yakın bir bölümünde çeşitli kronik solunum semptomların ve yaklaşık üçte birinde pnömokonyoz ile uyumlu radyolojik bulguların tespit edildiği bu çalışmada, hiçbir sağlık kuruluşunda maruziyet kaydı olmayan çok büyük bir çalışan grubunun önemli mesleki akciğer sorunlarını ortaya konmuştu. Buradan yola çıkarak işitme kaybı, kas iskelet sistemi sorunları, mesleki dermatozlar, psikososyal sorunlar vs. gibi risk başlıklarına ilişkin kaydı olmayan maruziyetlerin ne kadar fazla olabileceğini dolaylı olarak göstermiştir.
Bu konuda verilebilecek diğer örnek, Türkiye Mezotelyoma Çalışma Grubu‘nun yaptığı çalışmadır. (6) 2008-2012 yılları arasında tanı konulan 5617 olgunun, belirlenmiş yörelerden köy doğumlu ve/veya köy yaşamı olmadığı tespit edilen, (çevresel maruziyetle ilişkisi kurulamayan) 1879’unu mesleki temas riski yüksek olan mezetolyoma hastalarının oluşturduğu bu olguların mesleki ve işyeri sorgulamaları yapılması ile elde edilecek bilgiler doğrultusunda mesleki asbest temasının varlığı yönünden çalışılması gerektiği yazılmaktadır. Yayınlanmış meslek hastalıkları listelerimizde Mezotelyoma’nın hiç yer almadığı ülkemizde Mesleki Mezetolyoma’ya ilişkin yapılacak işleri de gösteren çok önemli bir mesleki maruziyet çalışmasıdır.
Bir taşeron firma üzerinden bir işyerine başlayan bir taş işçisi, işe başlar başlamaz başına bir baret, eline de çekiçle balyoz verilip, kalıp söküp, taş taşımaya başlamışsa, kaldırım parkelerinden diğer bütün altyapı borularına kadar bütün üretim ve nakliyat faaliyetlerinde görev almışsa, günde 10 saat çalışıyorsa, bir seferde 35 kiloyu, toplamda tonları kaldırıyorsa en fazla birkaç yıl içinde, başta omurgasında olmak üzere kas iskelet sisteminde büyük sağlık sorunlarının oluşacağını görmek zor değil. 10 yıl önce emekli olmuş ayakkabı imalat işinde çalışan bir işçinin, bir tür kan kanseri olması, bugün artık çalıştığı uzun yıllar boyunca başta benzen olmak üzere bir dizi solvente maruz kaldığını bildiğimiz için de işiyle ilişkilendirmek zor değil. Kömür madeninde ya da bir diş laboratuvarında silise maruziyetin Silikozis yaptığı, 85 dB’in üzerindeki gürültüye belli bir süre maruziyet sonrasında atölye çalışanlarının kaçının, ne düzeyde işitme kaybı olacağı ya da solunum korunması yetersiz kaynak çalışanlarının kaç yıl sonra, ne kadarının KOAH olacağı bellidir. Bunun gibi mesleklerle hastalıklar arasındaki bağlantılar, başta Meslek hastalıkları listemizde (7) olmak üzere birçok çalışmada mevcuttur. En tehlikelisinden, en tehlikesizine kadar işyerleri sağlık sonuçları olan mesleki maruziyetlerle doludur ve istatistiklere girmemesine karşın bunların uzun yıllardır gerçekleşmekte olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz.
Bugün itibariyle bu sorunun tespit edilmesi ve önlenmesine yönelik ilgili tarafların yaptıkları çalışmaların yeterli olmadığı açıktır. Bu duruma müdahale etmeyi amaçlayan bir önerim var:
Çalışanlara önerilerim
İşyerlerinde sağlıklarının korunması için çalışanların kendi denetimlerini yapmalarını hedefleyelim. Çalışanın işçi sağlığı çalışmalarına katılımının sağlanması için eğitimi ve bilgilendirilmesi mevzuatımızda yer almaktadır. Ancak çalışanların işyerlerinde sağlık ve güvenliklerinin korunması süreçlerine katılımları yeterli değildir. Öte yandan çalışanın kendi sağlığının ve güvenliğinin korunması sürecine doğrudan katılmasını sağlayamazsak bunu gerçekleştirmek neredeyse olanaksızdır. Bir çalışan işyerinde kendi sağlığının gözetimi ve korunması için çalışma alanına özel ne tür tehlikelerin olduğunu, nelerin izlenip, ölçülmesi gerektiğini, hangi gerekçelerle ne tür tetkiklerin yapılacağını, sonuçların nasıl yorumlanacağını, eğer yapılmıyorsa hangi gerekçelerle yapılmayabileceğine ilişkin bilgiye sahip olmasını sağlamalıyız.
Çalışanın işyerindeki eğitiminin hedefi bu başlıklar olmalıdır. Çalışan, kendi çalışma alanındaki mesleki maruziyetler hakkında bilgi sahibi olacak ve ‘Benim sağlığım bu işyerinde korunuyor mu, bunun için yapılması gerekenler nelerdir, bunlar yapılıyor mu ve doğru yorumlanıyor mu?’ sorularının cevaplarını değerlendirmesini sağlayacağız.
Aslında bu konuda yapılması gerekenler ve bunların sonuçlarının çalışanlara bildirilmesi var olan mevzuatımızın gereği, işverenin yükümlülüğündedir.
Sonuç olarak
Sorularına yanıt verecek olan çalışan bu bilgiyle işyerinde sağlığının korunmasıyla ilgili olarak değerlendirme yaparak çalıştığı alanı sürekli denetleyebilecektir.
İşyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanlarına önerilerim
Çalışma sürelerinin kısıtlılığı, çok sayıda işyerinde çalışma ve daha birçok nedene bağlı olarak koşullarının çok zorlaşmasına rağmen çalışana, işyeri ve çalıştığı alan ile ilgili en doğru ve gerekli bilgiyi verecek kişiler işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanıdır. Halen eğitimleri verenler de işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanıdır. Ancak eğitimlerde aktarılan bilgiler çalışanın kendi sağlığını ve güvenliğini denetlemesini hedeflemelidir. Her çalışan alanındaki tehlikeleri, sonuçlarını, bunların nasıl önlenmeye çalışıldığını bilmeli ve bu süreci denetlemelidir. Örneğin bir kaynak çalışanı, kendisini bekleyen Akciğer sağlığına ilişkin sorunların, işitme kaybına ilişkin sorunların, kas iskelet sistemine ilişkin sorunların ve diğerlerinin nasıl birer hastalık olduğunu öğrenmelidir. Bu sağlık sorunlarından korunmak için ortamda ve çalışanın sağlığıyla ilgili neler yapıldığını, sonuçlarını, yorumlarını görebilmeli ve izleyebilmelidir. Ancak buna hâkim olursa kendi sağlığının korunduğunu ve işyerinin sağlıklı ve güvenli bir yer olduğunu bilir. İşçi sağlığına ilişkin yapılan her faaliyetin amacı çalışanın sağlığını ve güvenliğini korumaktır. Yapmayı istediğimiz; bu faaliyetler sürecini görünür kılmak ve çalışan tarafından sürekli denetlenmesini sağlamaktır.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na önerilerim
Mevzuat listesindeki Çalışanların iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerinin usul ve esasları hakkındaki yönetmelik (8) eğitim konusunu düzenlemektedir. Ek-2’deki eğitim konuları önemlidir ve özellikle 4. Maddedeki Diğer konular başlığı, önerimi kısmen karşılamaktadır. Ancak bu meseleye doğrudan bir yaklaşım gereklidir. Sayılan gerekli tüm konularının ötesinde işyerinde yapılacak gerçek bir Risk değerlendirmesine bağlı olarak belirlenen tehlikelerin sağlık ve güvenlik sonuçları ile bunlardan korunma/önleme programlarının eğitimi verilmelidir. Bu bilgi çalışanın kendi işyerini denetlemesi için sağlanmalıdır. Bakanlık, çalışanın vardığı olumsuz sonuçları iletebileceği mekanizmalar oluşturup kendi Web sayfasında duyurup, işlemesini sağlamalıdır.
Sendikalar ve bu konuda kendine sorumluk tanımlayan Sivil Toplum Kuruluşlarına önerilerim
Sendikalar kendi işkollarındaki işyerlerinin çalışanları için sağlıklarının korunup/korunmadığını sorgulayabilecekleri bir Web sitesi kurabilirler. Başta sorumlu oldukları işyerlerinin sonra da işkolundaki tüm işyerlerindeki çalışanların ulaşabileceği bu sayfayı canlı tutarak, çalışanların sağlık ve güvenliklerinin korunması sürecine dahil olmalarına önemli bir katkı yaparlar. Bu sayfanın hazırlanması ile çalışanın kendi sağlığının korunmasını denetlemek istediğinde buradan faydalanarak bunu sağlaması çok daha kolay olacaktır. Bu sitenin amacı memleketin herhangi bir köşesindeki herhangi bir işyerinden bir çalışanın bu sayfaya bakarak, kendisi ile ilgili sağlığının korunması ve gözetilmesi için, çalışma alanına özel ne tür tehlikelerin olduğunu, nelerin gözlenip, ölçülmesi gerektiğini, nelere dayanarak hangi tetkiklerin yapılabileceğini, sonuçların nasıl yorumlanacağını, eğer yapılmıyorsa hangi gerekçelerle yapılmayabileceğine ilişkin bilgilere ulaşabileceği güvenilir, bir çalışan sağlığı sayfası oluşturmaktır.
Özetle şu alt başlıklarla kurgulanacaktır.
Buna bağlı olarak, sürece müdahale edebilmesi için destek olunmasını, çalışma ortamının güvenli olup olmadığını ve sağlığının bundan etkilenmesinin kontrol altında olup olmadığının çalışan tarafından değerlendirilmesi için veri sağlanacaktır. Çalışma alanlarına, mevzuatın ve bilimin gerektirdiği güvenli durum-güvensiz durum ayrımının kırmızı çizgisi olabildiğince belirgin ifade edilmeye çalışılmalıdır.
Bu sayfanın, çalışma yaşamından kaynaklanan hastalıkların tespitine ve çalışanları, yasal tanı konulması ve tazminat konusunda yapılacaklara yönlendirmeyi sağlayan bir yanı da olacaktır. Yani halen tanısı konmamış meslek hastalıklarının tespiti bu çalışmanın bir parçasıdır. Ancak bu çalışma, esas olarak, çalışma ortamının güvenli olup olmadığını ve sağlığının bundan etkilenmesinin kontrol altında olup olmadığının, çalışan tarafından değerlendirilmesini ve bu değerlendirmeye göre sürece müdahale edebilmesi için destek olunmasını hedefleyecektir. Öncelikli amaç; çalışanın sağlığının korunmasıdır.
Sanal bir Risk Değerlendirmesi yapılamayacağını dolayısıyla bu sayfadaki bilgilerin bir işyeri gerçeğinin bire bir karşılığı olamayacağını hiç unutmadan, işyeri koşulları esas alınarak bir yol gösterici olarak yararlanılması hedeflenmektedir.
Sonsöz
İşçi sağlığı alandaki iyileşme, iş kazalarından ölümlerin azalması ve işe bağlı hastalıklara tanı konmasının/tanınmasının artması ile belli olur. Bu hastalıkları önlemek için önce teşhis edilmesi gerektiğini bütün klasik kitaplar yazdı, yazmaya devam ediyor. Ancak çok yol alamadığımızı hepimiz biliyoruz. Yaptıklarımıza devam ederek umutlu olmak pek mümkün görünmüyor. Önlemek için belki de artık yeni bir bakış gerekiyor. Bu sürecin merkezinde olan çalışan; sürecin gözetimine katılsın, kendi sağlığı ve güvenliğinin korunması ile ilgili tüm kişi ve kurumların yaptığını sorgulasın, denetlesin, sonuçlarını ilgili yerlere bildirsin.
Ne dersiniz?
***
Notlar
(1) https://www.isigmeclisi.org/
(2) https://www.ilo.org/wcmsp5/groups/public/—ed_dialogue/—lab_admin/documents/publication/wcms_819788.pdf
(3) https://sendika.org/2016/05/turk-mucizesi-meslek-hastaliklari-sifirlaniyor-dr-arif-muezzinoglu-dr-ahmet-tellioglu-348652/
(4) https://www.ttb.org.tr/haberarsiv_goster.php?Guid=676797a0-9232-11e7-b66d-1540034f819c
(5) https://www.ttb.org.tr/images/stories/haberler/file/somasonweb1.pdf
(6) https://hsgm.saglik.gov.tr/depo/birimler/calisan_Sagligi_db/Proje_arge-esprit/Turkiye_Ulusal_Mezotelyoma_Surveyans_Programi_ve_Asbest_Kontrolu_19.pdf
‘7) https://www.csgb.gov.tr/media/1340/meslekhastaliklari.pdf
(8) https://kms.kaysis.gov.tr/Home/Kurum/24304011