Ölüme gülümseyen rodeo kurbanları

Avrupa'da yasaklanan ancak Türkiye gibi ülkelerde hala icra edilen ölümcül kot kumlama mesleğinin neden hala yasaklanmadığı sorgulanıyor.

Türkiye'de uzun süredir gündemde olan kot kumlama işinin neden olduğu zararın boyutları tartışıladursun, bu mesleğin Türkiye'de hala serbest bir şekilde icra ediliyor olması tepkilere neden oluyor. Avrupa ülkelerinin birçoğunda yasak olan kot kumlama işi sadece üçüncü dünya ülkelerinde yaygın. Özellikle, Türkiye, Pakistan, Çin, Hindistan gibi ülkelerde yapılan bu mesleğin ölümcül olması bile yetkilileri harekete geçirmeye yetmiyor. Türkiye'de son 20 yıl içinde yaygın olarak icra edilen bu meslek birçok kişinin ölümüne yol açtı. Hala özellikle Bingöl'ün dağlık köylerinde bu meslekte belli bir süre çalıştıktan sonra evine dönenler yatalak bir şekilde ölümü bekliyor.

Hastalardan biri de Abdulhalim Demir

Bingöl’ ün Karlıova ilçesi Taşlıçay köyünde doğdu Abdülhalim Demir. 1990’lı yıllara kadar hayvancılıkla uğraştı. Hayatından gayet mutluydu. Ta ki bir gün köylerine koruculuk sistemi getirilinceye kadar. Köyden 86 insan korucu seçilmiş. 2 bin 100 nüfuslu bir köyde 86 kişinin, bu kişilerin ailelerini de 10 kişiden sayarsak, yalnızca 860 kişinin istihdamı sağlanmış. Köylülerin bazıları yaylaya çıkamadığı için hayvanlarını satmak zorunda kalmış. Geri kalanların göç etmekten, gençlerin gurbete çıkıp çalışmaktan başka çareleri kalmamış. Bu Ülke Gazetesi'nin haberine göre o mağdurlardan biri de Abdülhalim Demir.

Sadece gurbetçilerin çalıştığı bir iş

www.buuulkegazetesi.com sitesinde yer alan konuşmasında Demir, “Gurbete gelenlerden biri de bendim. Maddi imkansızlıklar yüzünden okulu bırakıp İstanbul’a geldim. Çocuk yaşta olduğum için iş bulmakta zorlandım epey. Önceleri bulduğum iş yerlerinde, yatma yeri vermedikleri için çalışamadım. Sonra İstanbul’a daha önce gelmiş arkadaşlarımızın çalıştığı kumlama atölyelerinde çalışmaya başladım" diyerek kot kumlama işine başlama şeklini anlatıyor. Demir'in anlattığına göre, kot kumlama, Türkiye’ye yeni geldiği için fazla gelişmemiş o sıralar. Karanlık bir odada deniz kumuyla kot beyazlatıyormuş. Kum fazla harcanmasın diye de odalara ufak fanlar takıyorlarmış.

Kumlama işinde çalışanlar için Demir “Bu işlerde çalışanlar ya bizim gibi yatma yeri sıkıntısı çekenler ya da yabancı uyruklu işçiler" diyor.

1999 yılında rodeo yani kumlama işi birden piyasanın en hareketli mesleği haline geliyor. Herkes bu alanda çalışmaya başlıyor. İstanbul’da iki elin parmaklarıyla sayılacak kadar kumlama atölyesi varken bu sayı yüzlere kadar çıkmış. Hiç kumlama nedir bilmeyen sermayedarlar bir kumlama ustasına 3 kuruş fazla verip himayesinde rodeo kurmaya başlamışlar.

Üç işçi hayatını kaybetti, geri kalanlar yatağa mahkum

Demir bu durumu da şöyle anlatıyor: “İşçiler zaten sigortasız. Maaş desen asgari ücret. Hadi abi bunlar neyse de bir de hastalık çıkmasın mı başımıza, hepimiz duman olduk. Tedavisi olmayan bir hastalıkmış bu. Sadece köylerindeki resmi olan hasta sayısı 187. Doktora gitmeyenlerle beraber hasta olan toplam insan sayısı 300… Ve hepsi de çaresiz bir şekilde ölümü bekliyor. Aslında hepimiz perişanız çünkü çalışamıyoruz, yürümekte bile zorluk çekiyoruz. Geçimi bize bağlı ailelerimiz var, onlara bakamıyoruz." 

Şimdiye kadar üç arkadaşlarını kaybetmişler. Yatağa mahkum olan dört arkadaşı da ölümle pençeleşir vaziyette. Yaşamları oksijen tüpüne bağlı. Yutkunarak konuşuyor:

Fransa 1991'de yasakladı

Abdulhalim Demir, kot kumlama mesleğinin kendilerine verdiği zararları anlattıktan sonra bu mesleğin Avrupa'daki bazı ülkelerde yasaklandığnı şöyle anlatıyor: Fransa’da yasaklandı kumlama işi. Avrupa’da da birçok ülke peşpeşe aynı kararları aldı. Batılı devletler bunun üzerine Türkiye’yi taşeron kullanarak işlerini Pakistan, Çin, Mısır gibi ülkelere yönlendirdiler. Biz yalnız ülkemizde, tüm dünyada bu işin yasaklanması için mücadele veriyoruz. Herkesin sesimizi duymasını  istiyoruz."  

Dört yıl önce hastalığa teşhis konuldu

Türkiye’de ilk kez 2007 yılında Silikozis hastalığına Erzurum Atatürk Üniversitesinde Dr. Metin Akgün tarafından teşhis konuldu. 9 Eylül 2008 yılında hastalığa yakalandıklarının farkına varanlar tarafından kurulan Kot Kumlama İşçileri Komitesi tarafından işverenler ve konu hakkında ihmali bulunan bütün kurumlar hakkında 200 dava açıldı. Kot Kumlama işi 2009 yılında Kot Kumlama İşçileri Komitesinin yaptığı eylemler sonucu yasaklandı. Silikozisten şu ana kadar ölen resmi hasta sayısı 50 kişi. Daha önce  ölenlere hastalığa  teşhis konulamadığı için bu sayının üç dört katı olduğu tahmin ediliyor.

2011 yılında sigortasız çalışan kot kumlama işçilerine Cumhurbaşkanın verdiği onay sonucu torba yasa kapsamında maaş bağlandı ve hastalığa yakalananlar Hıfzıssıhha kapsamına sokuldu.

Dünya Bülteni