Silikozise yakalanan 11 yıllık işçi: Önce hasta ettiler sonra kapı önüne koydular

Şişecam Topluluğuna bağlı Camiş Madencilik, silokozis hastalığına yakalanan 11 yıllık işçi Selattin Çak’ı kapının önüne koydu. Bu saatten sonra iş bulmakta zorluk çekeğini ifade eden 37 yaşındaki Çak yaşananlara ilişkin tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Şişecam, beni mağdur etmesine rağmen arkamda durmuyor. ‘Bu hastalık buradan değil’ beni kapı dışarı ediyor. Önce hasta ettiler sonra kapı önüne koydular.” Çak, kendisiyle birlikte bir elektrik ustasının da işten çıkarıldığını aktardı.

Kötü çalışma koşullarına karşı yıllardır sendikalaşma mücadelesinin verildiği Şişecam’a bağlı Camiş Madencilik, 11 yıllık İşçi Selattin Çak’ı yakalandığı silikozis hastalığı nedeniyle 30 Ekim Çarşamba günü işten çıkardı. İşe girdiğinde ve 6 ayda bir yapılan periyodik muayenelerde bir sorun çıkmadığını ancak çalışma hayatının 10. yılında yapılan periyodik muayene sonrası silikozis hastalığına yakalandığını ifade eden Çak, şöyle konuştu: “Meslek hastalığı hastanesine yönlendirildim. Burada mesleki silikozis hastalığına yakalandığım teşhisi konuldu. Benim ayrıca kalp ritim bozukluğum da var. Bunun üzerine doktorlar tarafından ‘Tozsuz bir ortamda çalışması daha uygun olacaktır’ denildi. Ancak işyerinde ambar, depo, çay ocağı gibi tozsuz ortamlar bulunmasına rağmen laboratuvarda çalıştırmaya devam ettiler. İyileştirmeler yapıldı, fanlar konuldu, toz odaları yapıldı ancak sorunumu çözmüyor.”

"SAVUNMADAN 5 DAKİKA SONRA KAPININ ÖNÜNE KOYDULAR"
Durumun İş Sağlığı Güvenliği (İSG) kurulunda görüşüldüğünü ve kendisinin çalıştırılabileceği bir ortamın olmadığına karar verildiğini aktaran Çak, “Bu durum insan kaynaklarına bildirilmiş. Çalıştığım sırada beni çağırdılar, savunma istediler. Neye istinaden savunma istediklerini sorduğumda ise önüme bir kağıt koydular. Orada işyerinde sağlığa zarar verecek bir ortamın olmadığı ve hastalığımın işyeri kaynaklı olmadığı belirtilmiş. Ben de savunmamda; ‘Madem bu işyerinde yapılan ölçümlerde toz yok, sağlığıma zarar verecek bir durum yok çalışmam için de herhangi bir engel yoktur’ dedim. Müdür de ‘Bunu neye istinaden söylüyorsun’ dedi. Ben de ‘Savunma metninde yazmış’ dedim. O da dönüp şefe ‘Bunu kim yazdı’ diye sordu. Şef de ‘SGK bize bildirdi’ dedi. Savunmamı yaptıktan 5 dakika sonra da ‘Burada çalışamazsınız, size göre bir bölüm yok’ diyerek beni kapının önüne koydular” diye konuştu.

"BU HASTALIĞA BURADA YAKALANMADIYSAM NEREDE YAKALANDIM"
“Ben bu hastalığa burada yakalanmadıysam nerede yakalandım” diyerek Camiş yönetimine tepki gösteren Çak şöyle devam etti: “Ben 11 yıldır maden sektöründe çalışıyorum. İşyeri müdürü ‘Ne malum sen bu hastalığı buradan kaptın. Ben buna itiraz ederim’ diyerek bana baskı uyguladı. Ben bu hastalığı buradan kaptım. Beni mağdur ettiler, önce hasta ettiler sonra da kapının önüne koydular. Şimdi ben başka bir işe girmek istesem giremem. Çimento fabrikaları, seramik fabrikaları var. Hiçbirine giremem. Ben artık engelli bir insan durumundayım. Bir oğlum, bir kızım var. Kızım çıkarıp bana 5 lira para verdi. 6 yaşındaki çocuk bile bana çıkarıp para veriyor bana destek olabilmek ama koskocaman Şişecam, beni mağdur etmesine rağmen arkamda durmuyor. ‘Bu hastalık buradan değil’ deyip beni kapı dışarı ediyor.”

"YILLARDIR MÜCADELE VERİYORUZ"
Kötü çalışma koşulları nedeniyle sendikalaşma mücadelesi verdiklerini de ifade eden Çak, “Biz uzun yıllardır mücadele veriyoruz. En başta Kristal-İş’e girdik. Bazı arkadaşlarımız işten çıkartıldı. Daha sonra istifa edip DİSK’e bağlı Cam Keramik-İş’e geçtik. DİSK’te biraz kaldıktan sonra Kristal-İş davaları kazandı. Bize Kristal-İş’e döneceksiniz dediler, tekrar oraya döndük. Sendika yetkiyi aldı, bir üst mahkemeden yazı bekleniyor. Yılbaşından önce gireceği söyleniyor. Benimle birlikte elektrik ustası bir arkadaş daha çıkarıldı. İşyerinde sendika temsilcisi var, sendikacıların yukarıyla görüşme yaptığını ve birkaç gün içinde geleceğini söyledi. İşe iade davasını açacaklarını söylemişler ve ‘Diğer yasal haklarını almak için elimizden geleni yaparız’ demişler” diye konuştu.

Vedat Yalvaç / Evrensel