1972-1981 yılları arasındaki Marcos diktatörlüğü dönemi, işçi hakları savunucuları ve insan hakları aktivistlerine yönelik rutine binmiş dayak uygulamaları, tutuklama ve cinayetlerle karakterizedir. Başkan Marcos 1981 yılında bir halk ayaklanması ile devrildi ve birkaç yıl sonra ABD'de öldü. Başkan Rodrigo Duterte ise Marcos'un cesedinin başkent Manila'daki “Kahramanlar Mezarlığı”na getirilip gömülmesine izin vererek eski yaraları yeniden kanatıyor. Duterte'nin kararı kitleleri ayağa kaldırdı. Marcos'u diktatör ve katil olarak gören insan hakları ve işçi hakları savunucuları protesto ediyor. Gençlik içerisinde ise Filipin tarihini yeniden yazma girişimi olarak gördükleri karara karşı beklenmedik ölçüde yaygın bir muhalefet var.
Son aylarda Halep ve Musul'a düzenlenen son saldırılarla işçilerin acı ve kayıpları daha da arttı. Suriye ve Irak'taki savaşlara birçok gerici ve emperyalist güç karışıyor. Türkiye, Irak, Türkiye ile Irak, Irak Kürtleri, İran Kürtleri, Suriye'deki isyancılar, Mısır, Rusya ve ABD rakiplerine göre avantaj sağlayacak tarzda konumlanıyorlar. Bu manevralardan dolayı Halep gibi pek çok yereldeki halk hareketleri boğuluyor. Bombardımana son verilmesi için yapılan uluslararası çağrıların ise pek az etkisi oluyor.
Son birkaç hafta Pakistan işçileri için ardı ardına olumsuzluklarla geçti. Geçen ay gemi söküm işletmesindeki yangında ölenlerin aileleri ve yaralanan işçiler tazminat alamadı. Lahor'daki PepsiCo'da çalışan 1.500 işçi hala iş güvencesi ve toplu sözleşme hakkı için mücadele ediyor. Schneider Electric'de ise 17 işçi ücret zammı talep ettikleri için işten çıkarıldı. Geçtiğimiz hafta da lüks Quetta Serena Hotel'de çalışan 70 işçi işyeri dışında toplu sözleşme konulu toplantı yaptıkları gerekçesiyle tutuklandı.
Son birkaç haftadır aşırı sağ İslamcı gruplar dine küfrettiği gerekçesiyle Cakarta valisi Basuki Tjahaja Purnama'nın -namı diğer Ahok- istifası talebiyle kitlesel gösteriler düzenliyor. 4 Kasım ve 2 Aralık'taki gösterilere yüzbinlerce işçi katıldı. Ancak işçilerin çoğu bu dini gruplara mensup değil. Çoğu işçinin Ahok'a tepkisinin sebebi, Cakarta'da yoksul semtlerin yıkılmasını getiren kentsel dönüşüm programı. Bunun yanı sıra sendikalar da Cakarta bölgesindeki yeni asgari ücretin yetersizliğini protesto ediyor. Gelişmeler işçi hareketi için olumsuz sonuçlar yaratıyor.
Kore'de epeyce sıkışan Park Geun-hye yönetimi grevleri yasadışı ilan ederek genel grevi engellemeye çalıştı. 30 Kasım'da 200.000'den fazla işçi Seul'ün merkezinde güçlü bir gösteri yaparak Park yönetiminin hareketi zayıflatma girişimlerine hodri meydan dedi. Devlet başkanı Park'ın istifa etmeyi düşündüğünü açıklamasına rağmen 3 Aralık'ta Seul'de yeniden gösteri düzenlendi.
Filipinler devlet başkanı Duterte, işbaşına gelmesinden bu yana “uyuşturucuya karşı savaş” adı altında yürüttüğü saldırılarda emekçileri hedef alıyor. Yönetiminin ilk beş ayında bu politika kapsamında polis ya da faşist ölüm mangaları tarafından öldürülenlerin sayısı 5.000'e ulaştı. Duterte önce kampanyaya karşı çıkanlar hakkında soruşturma açılacağı tehdidini savurmuştu. Şimdilerde ise çıtayı yükseltip uyuşturucuya karşı savaşına muhalefet eden insan hakları savunucularını ölümle tehdit ediyor.