"İş Kazası" Nedeniyle Hastanede Yatan Hasan Ülker'le Dayanışma Etkinliği Yapıldı

Yaklaşık 5 ay önce Star Rafineri’nin kurulumu sırasında İLK İnşaat taşeronunda çalışırken iş kazası geçiren Hasan Ülker için Ege İşçi Birliği’nin de katkılarıyla aile ve arkadaşları tarafından bir dayanışma etkinliği düzenlendi.

Dün (16 Eylül) düzenlenen dayanışma etkinliğinin amacı iş kazalarına karşı duyarlılığı arttırmak, Hasan'ın hastane ve bundan sonraki yaşamında bir nebzede olsa maddi destek sunmaktı. Etkinlik öncesi buna uygun davranıldı ve çağrılar bu şekilde yapıldı. Star Rafineri’den taşeron işçileri hazırladıkları bildirileri şantiye işçilerine ulaştırarak dayanışmaya çağırdılar. Hasan'ın arkadaşları da kapı kapı, dernek dernek dolaşarak etkinliğin önemini vurguladılar ve emekçileri dayanışmaya çağırdılar.

“Birliğimizi güçlendirelim”
 
Kısa bir sürede hazırlıkları tamamlanan etkinlik Cuma günü saat 20.00'de Aliağa Açıkhava Tiyatrosu’nda işçi ve emekçilerin toplanmasıyla başladı. İlk olarak Hasan için hazırlanan slayt gösterimi izlendi ve iş cinayetine kurban giden işçiler için saygı duruşunda bulunuldu. Ardından Ege İşçi Birliği (EİB) adına konuşma yapıldı. EİB sözcüsü “İlk olarak insanın başka bir insan tarafından sömürülmemesi için emeğin kavgası mücadelesinde yaşamını yitiren yiğit işçileri ve evlerine onurlu bir parça ekmek götürmek uğruna sermayenin çarklarına kurban verdiğimiz canlarımızı saygıyla anarak konuşmamıza başlamak istiyoruz” dedi. “Dostlar bugün iş kazalarının son bulması, dayanışma, birlik ve beraberlik için Hasan Ülker şahsında buradayız” diyerek iş kazlarında artık yalnız olunmayacağını belirten EİB sözcüsü sermaye sınıfının örgütlülüğüne vurgu yaparak şunları söyledi: “Arkadaşlar görüyoruz ki; yargıçları, savcıları, kanunları, yönetmelikleri, bütün kararları emeğe karşıdır. Çünkü sermaye sınıfının karşısında durabilecek bir güce sahip değiliz. Aynı işi yapıyor, aynı tezgâhta çalışıyoruz. Yeri geliyor bir bardaktan su içiyoruz. Ortak sorunlarımıza çözümler için birleşiyor, örgütlenme çabasına giriyoruz. Ancak bin bir türlü engelle karşılaşıyoruz. Birliğimizin gücünden korkanlar, sömürü saltanatlarının sona ereceğini gören sermayedarlar oluyor. Dişimizle tırnağımızla kazandığımız birliklerimiz bir çok durumda patronların ayak oyunlarıyla bölünüyor parçalanıyor. Yapay ayrımlara aldanarak sömürülmeye devam ediyoruz.”

Birlik ve dayanışmaya çağrısı yapan EİB sözcüsü, konuşmasına şöyle devam etti: “Arkadaşlar! Artık yeter dedik ve birliğimizi parçalayacak, ayrışmalara izin vermeden burada toplandık. Aleviyiz, Sünni’yiz, Türk’üz, Kürt’üz. Bizler işçiyiz.

Bir ayrışma olacaksa sınıfsal olacak, sömürenler ve sömürülenler. Burada sömürülenler olarak öncelikle iş kazalarında yakınlarını yitirenlerle ya da bedenlerinde kalıcı hasar oluşan arkadaşlarımızla ve aileleriyle içtenlikle dayanışma ortamının sağlanması için toplandık.

Biliyoruz ki bu bir başlangıç olacak. Mücadelemiz bize kulak veren işçi kardeşlerimizle birlikte fabrikalarda, atölyelerde, madenlerde, şantiyelerde birliğimizi güçlendirerek devam edecek.

Başta iş kazalarının yaşanmaması, insanca çalışma koşullarının sağlanması ve insanca yaşayacak ücretler için buradan tüm işçilere çağrımızdır. Çalışma alanlarımızda işçi komiteleri kuralım ‘söz, yetki, karar’ hakkımızı kullanarak birliğimiz güçlendirelim, örgütlenelim.”

Konuşmasında Eğitim sen üyesi öğretmenlerin açığa alınmasını da hatırlatan sözcü, “Öğretmenlerimizin açığa alınmasına izin vermeyelim, öğretmenlerimize dokundurtmayalım” dedi mücadeleyi bütünleştirmek gerektiğini vurguladı.

EİB sözcüsü son olarak Genişletilmiş Merkezi Yürütme Kurulu’nda sömürüye, savaşlara karşı alınan imza kampanyası kararını işçi ve emekçilerle paylaştı. Mücadeleyi büyütme çağrısı yaptı.

“İş kazaları kader değil!”
 
Konuşmanın ardından sahne Aliağa'nın yerel sanatçılarına bırakıldı. Türküler ve deyişler Hasan için söylendi. Türkülerin ardından “İş kazaları ve örgütlü mücadele” konulu slayt gösterimi ilgi ile izlendi.

Daha sonra Hasan'ın işçi arkadaşları adına genç bir işçiye söz verildi. Genç işçi şunları söyledi: “Kaybedecek neyimiz kaldı. Her şeyimiz taksit, kredi kartı ve stres. Bunlarımı kaybedeceğiz? Neden birleşmiyoruz? Umarız bu etkinlik iş kazalarına ve iş cinayetlerine karşı bu topraklarda Hasan şahsında, alın terinden ve emeğinden başka kaybedecek bir şeyi olmayan bizlerin, yalnız olmadığının iyi bir göstergesi olur. Bu etkinlik aracılığıyla sizlerin huzurunda bir kez daha ifade edelim ki; bizi de çocuklarınız olarak bilin, görün ve sahiplenin. Öyle ki bizler sizleri kendi ailemiz gibi gördük ve görmeye devam edeceğiz. Çünkü işçi sınıfı kocaman bir ailedir. Bizler torna tezgâhlarında, demir çelik havzasında, rafinerilerde, tekstil makinelerinin arasında, gemi sökümlerde, madenlerde, kısacası, yaşamın her alanında yeniden üreten ve üretmeye devam edecek kocaman bir ailenin fertleriyiz. Bugün parçalı ve dağınık olabiliriz, ancak Hasan'ın sayesinde, birlikte olmanın önemini ve güzelliğini bir kez daha yaşıyoruz. Bizler, Hasan'ın dostları, arkadaşları ve ailesi olarak, çalıştıkları fabrikalarda, atölyelerde ve sokaklarda, iş kazalarının kader olmadığı herkese anlatmaya çalışan ve bu etkinliği büyüten sesimize ses olan tüm emekçi dostlarımıza teşekkür ediyoruz. İyi ki varsınız!”

“Ya hep beraber ya hiçbirimiz”
 
Konuşmanın ardından Bertolt Brecht'in “Kurtulmak yok tek başına” şiiri okundu ve hep birlikte atılan “Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz” sloganı eşliğinde sahne İlkay Akkaya'ya bırakıldı.

İlkay Akkaya’nın seslendirdiği türkü ve marşların ardından, tüm kitlenin coşkuyla söylediği Çav Bella marşıyla etkinlik sona erdi.

Etkinlikten notlar

* Etkinlik boyunca bir yandan iş kazaları ve cinayetlerine karşı mücadele vurgusu öne çıkarken bir yandan da bunun nedeni olan bu sömürü sistemine karşı birlik vurgusu öne çıktı.

* Hazırlık sürecinin dar bir zamana denk gelmesine rağmen, bilet satışlarında ve etkinliğin duyurusunda emekçi kitleler sahip çıkan ve dayanışmayı büyüten bir tutum içerisindeydi.

* Etkinliğe dayanışma ruhunun hakim olması ve salonun dolu olması gelen kitleye coşku kattı.