İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin düzenlediği “Çalışırken Hastalıyoruz” temalı çalıştayda konuşan SES üyesi, diş protez teknisyeni Nursel Yıldız, silikozis denince akla kot kumlama işçilerinin geldiğini, ancak Türkiye’de 100’ü aşkın diş teknisyeninin de silikozis hastası olduğunu söyledi. Yıldız, 19 ve 24 yaşlarında iki işçinin geçtiğimiz yaz bu hastalık nedeniyle yaşamını yitirdiğini bilgisini verdi.
İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, TMMOB’da “Çalışırken hastalanıyoruz” başlıklı bir çalıştay düzenledi. Çalıştaya katılan akademisyenler, sendika/oda temsilcileri ile farklı sektörlerden işçi ve emekçiler, Türkiye’de yaşanan iş kazaları ile meslek hastalıklarını ve bunların önlenebilmesi için neler yapılabileceğini konuştu. Çalıştayın son oturumunda konuşan işçi ve emekçiler, mesleklerini icra ederken yaşadıkları sağlık sorunlarını ve tanıklık ettikleri iş cinayetlerini anlattı. Bu emekçilerden biri de Ataşehir Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi çalışanı, Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) işyeri temsilcisi Nursel Yıldız’dı.
100 SİLİKOZİS HASTASI TEKNİSYEN VAR
Yıldız, silikozis denince herkesin aklına kot kumlama işçilerinin geldiğini, ancak diş teknisyenlerinin de aynı hastalıktan muzdarip olduğunu söyledi. Türkiye’de bugüne kadar başvuru yapan 100 silikozis hastası diş teknisyeninin olduğu bilgisini veren Yıldız, işini kaybetme korkusuyla başvuru yapmayanlar da düşünüldüğünde gerçek rakamın daha da yüksek olduğunu tahmin ettiklerini söyledi. Yıldız, silikozis hastası bu kişilerin çoğunun sigortasız çalıştığını, bu nedenle tedavi olanaklarından ve sosyal haklarından mahrum olduğunu vurguladı.
PATRON YEMİN ETTİRDİ
Yıldız’ın verdiği bilgilere göre, geçtiğimiz yaz iki genç diş teknisyeni, silikozis nedeniyle yaşamını yitirdi. Bu işçilerden biri 16 yaşında kaçak bir laboratuarda işe giren Ömer Faruk Böyük adlı işçiydi. Laboratuvarların çok yoğun olduğu Hatay Kırıkhan’daki bir laboratuvarda 3 yıl çalışan Böyük'ün işe girerken herhangi bir hastalığı yoktu. Ancak 3 yılın sonunda kötü çalışma koşulları nedeniyle silikozis hastalığına yakalanan Ömer Faruk Böyük, geçtiğimiz Haziran ayında, henüz 19 yaşındayken yaşamını yitirdi. Böyük'ün patronunun, ölmeden önce Böyük'e şikayetçi olmaması ve hak talebinde bulunmaması için hasta yatağında yemin ettirdiği, ailesinin bu nedenle dava açmadığı iddia edildi.
Ömer Faruk Böyük'ten yaklaşık bir ay sonra Hatay İskenderun’da 24 yaşında bir işçi de yaşamını yitirdi.
1500 LABORATUVARIN ÇOĞU KAÇAK
Yıldız'ın yaptığı araştırmalara göre, Türkiye’de diş sağlığı amacıyla kullanılan metal köprü, fotoplak gibi ürünlerin üretildiği yaklaşık 1450 laboratuvar bulunuyor. Bu laboratuvarların çoğu merdiven altı, yani kaçak. Diş teknisyenleri çoğunlukla diş ürünlerinin kumlanması işlemi nedeniyle silikozis hastalığına yakalanıyor. Bu işlemin ucuz ve kalitesiz malzemeyle yapılması da ölümlere davetiye çıkarıyor.
Silikozise yakalanan kişiler, hasta oldukları anlaşıldığı anda işverenleri tarafından kapı önüne konuluyor. Bu nedenle işini kaybetmekten korkan çok sayıda hasta işçi, tedavisi ve sosyal hakları için başvuru dahi yapamıyor. Başvuru yapan hasta işçilerin meslek hastalıkları hastanelerinde muayene edilmesi gerekiyor, ancak bu da olmuyor. Çünkü Türkiye’de yalnızca 4 meslek hastanesi var.
16 SAAT ÇALIŞMAK HASTALIĞI TETİKLİYOR
Silikozisin tamamen önlenebilir bir rahatsızlık olduğuna dikkat çeken Nursel Yıldız, şöyle dedi: “Diş teknisyenlerinin hastalanmalarına neden olan şey, işverenlerin kâr hırsı, maliyetten kaçınması. Silikozis, sağlıklı çalışma koşulları sağlanırsa tamamen önlenebilir. Kumlama yapılırken ya da fotoplak üretiminde ucuz ve kalitesiz malzeme kullanılıyor. Özellikle kaçak laboratuvarların havalandırması yok, koşullar çok kötü ve sağlıksız, 40 metrekare alanda 30 işçi çalışıyor. İşçiler eldiven, maske kullanımı gibi iş güvenliği tedbirlerinden uzak çalıştırılıyor. Çalışma sürüleri çok uzun, bu işçiler günde 12-16 saat çalışan, gerektiğinde sabahlayan insanlar. Belki günde 6-8 saat çalışsalar bu hastalığa yakalanmayacaklar.”