Okul kayıtlarının başladığı, çocuklarımızı okullara gönderme telaşına düştüğümüz bu günlerde ülkemizde kanayan yara olan çocuk işçiliğinden bahsetmek istiyoruz.
Çocuk işçi, 14 yaşını bitirmiş, 15 yaşını doldurmamış ve ilköğretimini tamamlamış kişi olarak tanımlanmıştır. Genç işçi kavramı ise, 16 yaşından gün alan ve 18 yaşını doldurana kadar ki süreyi kapsar. Ancak ILO, UNİCEF ve bizim kanunlarımıza göre 18 yaşını tamamlamamış herkes çocuktur.
İş Kanununa göre hiçbir şekilde 14 yaşın altındaki çocuklar bir işte çalıştırılamaz ve çocuklar buna karşın korunurlar denmesine rağmen maalesef gerçek böyle değildir. 14 yaşın altındaki çalışan çocuk oranı yaşanan ekonomik krizle birlikte her geçen gün artmaktadır. 2019 yılından beri TÜİK tarafından bu veriler yayınlanmamaktadır.
Çalıştığı için aile korumasından koparılan çocuk kendi zihinsel ve psikolojik gelişimi yerine fiziksel ve psikolojik istismara açık hale gelmektedir. Aynı zamanda kendini koruma yetisinden ve tecrübesinden yoksun olan bu çocuklar iş kazası, meslek hastalığı gibi durumlara daha sık maruz kalmalarına, iş cinayetlerine kurban gitmelerine sebep olmaktadır.
TÜİK’in istatistiklerinde Çocuk 2023 verileri çocuk işgücündeki korkunç tabloyu gözler önüne seriyor. Sadece 15-17 yaş çocuk işgücü verilerini açıklayan TÜİK’e göre çocuk işgücü ve çocuk istihdamı hızla arttı.
2021-2023 arası toplam çocuk nüfus 153 bin artarken çocuk istihdamı 239 bin arttı. 2021 yılında 520 bin olan çocuk istihdamı 2023’te 759 bin oldu. 2021 yılında yüzde 14 olan çocuk istihdamı oranı 2023 yılında yaklaşık 6 puan artarak yüzde 19,6’ya ulaştı. Ekonomik kriz derinleştikçe çocukların çalıştırılması ve çocukluklarının ellerinden alınması bir gerçektir.
Çalışan çocukların %30,8'i tarım, %23,7'si sanayi, %45,5'i ise hizmet sektöründe yer aldı. Yaş grubuna göre incelendiğinde; 5-14 yaş grubunda çalışan çocukların %64,1 ile tarım sektöründe, 15-17 yaş grubunda çalışan çocukların ise %51,0 ile hizmet sektöründe ağırlık kazandığı görüldü.
İSG MECLİSİ ÇOCUK İŞÇİ ÖLÜMLERİNİ İZLİYOR
İSİG Meclisi’nin yüzde 91’ini ulusal basından; yüzde 9’unu ise çocuk işçilerin aileleri ve yerel basından öğrendiği bilgilere dayanarak yaptığı tespitlere göre;
2013 yılında en az 59 çocuk işçi,
2014 yılında en az 54 çocuk işçi,
2015 yılında en az 63 çocuk işçi,
2016 yılında en az 56 çocuk işçi,
2017 yılında en az 60 çocuk işçi,
2018 yılında en az 67 çocuk işçi,
2019 yılında en az 67 çocuk işçi,
2020 yılında en az 67 çocuk işçi,
2021 yılında en az 62 çocuk işçi,
2022 yılında en az 62 çocuk işçi,
2023 yılında en az 54 çocuk işçi
2024 yılının ilk beş ayında en az 24 çocuk işçi, toplam 11,5 yıllık dönemde 695 çocuk işçi iş kazalarında hayatını kaybetmiştir.
2013-2024 yıllarında çocuk iş cinayetlerinin yaşlara göre dağılımı şöyle:
4-6 yaş arasında 15 çocuk
7 -10 yaş arasında 59 çocuk,
11-14 yaş arasında 166 çocuk,
15-17 yaşında 455 çocuğumuz çalışırken hayatını kaybetmiştir.
Ölüm oranının en yüksek olduğu iş kolu 383 adetle Tarım-Orman, ikincisi 75 adetle inşaat-yol, üçüncüsü 52 adetle metal iş koludur; Konaklama işkolunda 49, Gıda işkolunda 24, Ticaret işkolunda 23 çocuk olmak üzere liste uzayıp gitmektedir.
İstihdam dağılımına bakıldığında çocuk işçi ölümlerinin yüzde 78’ini ücretliler oluşturuyor. Geçmiş yıllarda çocuk işçilerde ücretli çalışanların oranı daha düşüktü. Bunun anlamı 18 yaş altındaki çocukların giderek işgücüne katılımının arttığı, gerçeğidir.
MESEM ÇOCUK İŞÇİLİĞİNİ ARTTIRDI
Çıraklık eğitiminin Milli Eğitim Bakanlığına bağlayan ve MESEM adıyla bilinen orta öğretim mezunu çocukların 1 gün okul, 4 gün işyerlerinde çalıştırılmasıyla başlayan süreçte maalesef çocukların uğradığı iş kazaları ve ölümler artmıştır.
İşverenin işine gelen bu durum, yaz tatili süresince ücretli genç işçi olarak çalışmalarının önünü açmıştır. Böylece yaz tatilini yapmayan, oyun oynayamayan, kitap okuyup sporunu yapamayan bir nesil yetişmektedir.
Bu durumun, yeni öğretim dönemi başlamadan yeniden değerlendirilmesi, çıraklık politikasının çocukların sağlıklı bireyler olması yönünde geliştirilmesi, kurallara uyan işletmelerin uymayanlardan ayrılması açısından ve iş güvenliği kurallarına uygunluğu açısından puanlama sistemi ile gerçekçi olarak değerlendirilmesi ve mutlaka yaz tatilleri ile hafta sonu çalışmalarının engellenmesi gerekmektedir. Onun yerine spor kampları ve hobilere vaktin ayrılabildiği, belediye ve diğer kurumlarla işbirliği içinde projeler hazırlanmalıdır.
ÇOCUKLARIMIZ GELECEĞİMİZDİR.