Soma’da oğlunu kaybeden Gülsüm Çolak: Sonuna kadar mücadele edeceğiz

Soma’da 301 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasında oğlunu kaybeden Gülsüm Çolak, 6 günlük adalet yürüyüşünün ardından mücadeleye kaldıkları yerden devam edeceklerini belirtti.

Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma AŞ tarafından alınmayan önlemler ve ihmaller sonucu maden ocağında meydana gelen faciada 301 maden işçisi hayatını kaybetmişti. O tarihten bugüne çocuklarını ve yakınlarını kaybeden ailelerin adalet mücadelesi de devam ediyor.

‘ADALETSİZLİĞİ BARİZ GÖRDÜK’
Katliamda oğlu Uğur Çolak’ı kaybeden Gülsüm Çolak, davanın başından bu yana birçok hukuksuzlukla karşı karşıya kaldıklarını kaydetti. Adalet arayışlarına devam edeceklerini belirten anne Çolak, “Tek adam rejiminden sonra adaletsizliği bariz gördük. Mahkemenin tutumu resmen ailelerle dalga geçmeye yönelikti” dedi. Bu durumun ailelerdeki rahatsızlığı had safhaya çıkardığını ifade eden Çolak, “Duruşma ne tesadüf ki Çorlu’da yaşanan tren kazası ve Cumhurbaşkanının yemin töreni olduğu için 11 Temmuz’a ertelendi. Oturma eylemlerine başladıktan sonra mahkemenin cezasız tutumunu tartıştık ardından Ankara’ya HSK’ye gitme kararı aldık” dedi.

‘BİRİLERİMİZ ADALET, BİRİLERİMİZ KEMİKLERİ İÇİN...’
İlk olarak Çanakkale’ye daha sonra İstanbul Silivri Cezaevinin önünde Davanın Avukatı Selçuk Kozağaçlı’ya selam vererek basın açıklaması yaptıklarını anlatan Çolak, “Açıklamadan sonra Cumartesi Anneleri, Berkin Elvan’ın annesi, iş kazalarında yakınlarını kaybeden ailelerle buluştuk. Çok kalabalık bir buluşmaydı. Biz Somalı aileler Cumartesi Anneleri’yle sohbet ederken taleplerimizin, haykırışlarımızın bir vücut olduğunu anladık. Bize ‘Siz diyorsunuz ki mezardan toprak aldık, kemikleri kalmadı. En azından toprağını getirdin. Biz kemiklerini bile bulamadık. Kemiklerini bulsak mezarı var diyeceğiz’ dediler. Birilerimiz adalet, birilerimiz de yakınlarının kemiklerini alıp dua okuyacak mezarları olsun diye mücadele ediyor. Biz adalet için çıktık yola, onlar yakınlarının kemiklerini bulmak için yıllardır direniyor. Yıllar geçse de katil aynı katil” dedi.

‘ADALET DEDİĞİMİZDE SALDIRIYA UĞRUYORDUK’
Polisin kendilerini Manisa’dan Ankara’ya kadar takip ettiğini dile getiren Çolak şöyle devam etti: “Ankara’ya giderken otobüs şoförü bizi garajda bıraktı. Taksilere binerek HSK önüne gittiğimizde polislerin etten duvar ördüğünü gördük. HDP ve CHP vekilleri de yanımızdaydı. Vekillerin araya girmesiyle açıklama yaptık. Tek isteğimiz adalet. Bunu söylediğimizde saldırıya uğruyorduk. Haklı olduğumuzu biliyorlar. Biz de artık çocuklar ölmesin, analar ağlamasın diye yola çıkmıştık.

‘AİHM’YE GİDECEĞİZ’
İstedikleri cezayı vermeyeceklerini herkesin bildiğini belirten Gülsüm Çolak, “Parası olan ne kadar suçluysa da yargının onun yararına çalıştığını gördük. Yargıdan rahatsız olduğumuzu, adaletin artık ezilenden yana olsun demek için yola çıkmıştık. Bundan sonraki nesillere zarar gelmesini istemiyoruz. Bundan sonraki süreçte istinaf ve Anayasa Mahkemesi var. Eğer oradan da dönüş olmazsa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine gideceğiz. Biz bitti demeden bitmeyecek. Bu dava daha bitmedi. Benim içimin rahatlaması için adalet yerini bulması için mücadelemize devam edeceğiz. Ölümlerin bedeli adaletsizlik olmamalı. Kolay yetişmiyor bir evlat. Ölsün diye bizden üç beş çocuk istemeye hakları yok. İnsanlar çok iyi düşünmeli” dedi.

DAVADA NE OLMUŞTU?
Karar duruşması olan 9 Temmuz’da mahkeme başkanı üye hakiminin rahatsızlığını gerekçe göstererek davayı 11 Temmuz’a ertelemişti. Hayatını kaybeden işçilerin yakınları duruşmanın görüldüğü Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi önünde iki gün boyunca oturma eylemi yaptı. Yaşamını yitiren madenci aileleri ve yakınlarının dört yıllık mücadelelerinin arından, dava 11 Temmuz’da görülen karar duruşmasında Alp Gürkan ile birlikte 37 sanığın beraat etmesi ve Patron Can Gürkan’a 15 yıl verilmesiyle sonuçlandı. Bunun üzerine, aileler “Kaybolan adaleti aramak için düştük yollara” diyerek yeni bir adalet arayışına sürüklendi. 6 günlük yürüyüşün ardından Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) Başkanı, toplantı olduğu ve haberi olmadığı gerekçesiyle ailelerle görüşmedi.

Ayşe Sürme(Manisa/MA)