Fransa’da mahkemelerde patronlara karşı - Nilgün Güngör

Yves Rocher sendika kırıcılığından yargılanacak

Petrol-İş sendikasında örgütlendikleri için işten atılan 132 Flormar işçisinin 297 gün süren direnişi Fransa’daki ana firma olan Yves Rocher’yi mahkeme önüne çıkarıyor. Yves Rocher için açılan dava eçtiğimiz 23 Mart’ta uluslararası sivil toplum örgütü ActionAid’in Fransa şubesi, bir hukuk kuruluşu olan Sherpa ile 34 eski Flormar kadın işçisini temsilen Petrol-İş sendikası tarafından yapılan başvurusunun sonucu. Kozmetik devi Yves Rocher, Türkiye’deki bağlı şirket Flormar’ın sendika kırıcılığındaki sorumlulukları nedeniyle mahkemeye verildi.

Bu yargılamanın Fransa’daki iş hukuku açısından özel bir önemi var. Fransa’da ilk kez bir kapitalist şirket başka ülkelerdeki bağlı firmaların uygulamaları nedeniyle yargılanacak. Yves Rocher’nin ceza alması, benzer durumlarda işçiler için hukuki emsal oluşturabilecek. 2017 yılında Fransa’da çıkan bir yasaya göre, merkezi Fransa’da bulunup da iki mali yıl sonunda kendisine ait işyerinde ya da dolaysız ve dolaylı iştiraklerinde en az beş bin işçi çalışan veya dolaysız ya da ticari merkezi Fransa’da veya ülke dışında bulunup da dolaylı veya dolaysız iştiraklerinde en az on bin işçi çalışan her şirket bir “teyakkuz planı” belirleyip uygulamak zorunda. “Teyakkuz planı”, insan hakları, sağlık, güvenlik ve çevre konularını içeriyor.

Yves Rocher, Flormar kozmetiklerini üreten Kozan Kozmetik Sanayinin hisselerinin % 51’ini 2012 yılında satın almıştı. İşçilerin sendikal örgütlenmeye girişmesi ise 2018 yılını buldu. 3 Nisan 2018’de Petrol-İş sendikasının Çalışma Bakanlığından yetkiyi almasının ardından şirketin misillemeye gitmesi ile 14 işçi işten çıkarıldı. Fabrika önünde direnişin başlaması ile birlikte toplamda 134 işçinin işten çıkarılması bir yıl süren bir mücadeleyi ateşledi. İşten atılanların çoğu kadındı, bu ise patronun düşündüğü gibi direnişi zayıflatmadı aksine mücadele ağırlıklı olarak kadın işçilerin omuzlarında yükseldi. 8 Mart 2019’da direnişin bitirilmesi kararını sendikanın işyerine kabul ettirilmesine odaklanmış olan kadın işçiler zorlukla benimsediler.

Yargılama 30 Haziran günü başlıyor. Yves Rocher bahsi geçen yasa maddesini çiğnemekten yargılanacak ve işçilerin ve sendikanın uğradığı zararları tazmin etmesi istenecek. İşten atılan 34 işçi için kişi başına 40.000 ila 60.000 euro ve sendika için de 50.000 euro talep ediliyor. Şimdiye dek işten atılan 132 işçinin büyük bölümü Gebze bölgesinde patronların kara listesine geçtikleri için doğru düzgün işler bulamadılar.

Bahsi geçen yasa çerçevesinde 2017’den bu yana yedi dava açıldı. Ancak hiçbiri sonuçlanmadı. Söylemeye gerek var ki, genel olarak paspas muamelesi gören, kağıt üzerindeki bu ifadelerin uygulanması ancak ve ancak işçilerin kararlı uluslararası mücadelesine bağlı. Flormar işçilerinin direnişi de grev ve direnişlerle dayanışma komitesinin desteğiyle Paris’e taşınmış ve aylar boyunca ses getirmişti.

Fransa Telekom davası yeniden görülüyor

Fransa Telekom davası Paris Adalet Sarayında yeniden görülmeye başlandı. Şirketin eski yöneticileri, işçileri intihara sürüklemekten dolayı 2,5 yıl önce aldıkları mahkumiyete itiraz ederek davanın yeniden görülmesini sağladılar. Mahkeme 11 Mayıs günü başladı.

Yeniden yargılama 1 Temmuz’a kadar sürecek. Bu süreçte ilk yargılamada eski CEO Didier Lombard ile birlikte psikolojik tacize suç ortaklığı suçundan dört ay hapis (tecil edildi) ve 5.000 euro para cezasına çarptırılan şirketin diğer dört eski sorumlusu da bulunacak. Eski CEO Didier Lombard ile şirketin eski iki numaralı yöneticisi Louis-Pierre Wenès 8 ayı tecil edilmek üzere bir yıl hapis ve 15.000 euro para cezasına çarptırılmışlardı. Mahkeme, 2007-2008 yıllarında Telekom işçilerini istifaya zorlamak için dehşet derecesinde psikolojik taciz uygulama politikasında asli rolü oynadıklarını ortaya çıkardı.

Borsadaki en güçlü şirketler sıralamasında (CAC40 olarak anılıyor) birinci sırada yer alan Fransa Telekom, 2000-2008 yıllarında kurumsal düzeyde uyguladığı psikolojik tacizden dolayı mahkum oldu. 20 Aralık 2019 tarihli kararında ceza mahkemesi, psikolojik tacizin “onbinlerce kişiyi hedeflediği”ne dikkat çekti. Ayrıca klasik anlamdaki psikolojik tacizden farklı olarak sanıklarla kurbanlar arasında doğrudan bir ilişkinin bulunmadığını, dolayısıyla burada bir kurumsal strateji çerçevesinde hareket edildiğini ortaya koyuldu. Mahkeme 19’u intihar, 12’si intihara teşebbüs eden ve sekizi de depresyona gömülen 39 işçinin vakasını detaylı olarak inceledi. Duruşmalarda sanıklar işten çıkışların gönüllü olduğunu söylemişlerdi. Mahkeme ise kararında, 22.000 kişinin işten ayrılması hedefinin “ulaşılamaz” karakterde olduğuna işaret ederek yönetimin “yasaklanmış” yöntemlere başvurarak “cebrî yürüyüş politikası” uyguladığını belirtti.

Bugün Orange adıyla faaliyet gösteren şirket olayın üstünün hızla kapanması için aldığı 75.000 euro cezaya itiraz etmedi. Ayrıca bütün sanıklar davacıları, şirketin eski çalışanlarına ve kurbanların ailelerine faiziyle birlikte 3.000.000 euro tazminat ödemeye mahkum edildi. Davanın yeniden başlama sebebi de şirketin eski 2 numarası Louis-Pierre Wenès ve diğer yöneticilerin yaptığı itiraz. Wenes ilk yargılamada verilen hükme tüm unsurlarıyla meydan okumayı düşündüğünü açıkladı.

Patronlar, işçilerin canının, varlıklarının hiçe sayılmasını çalışmanın doğal bir parçası olarak gösterir, “kaza” sözünü dilinden düşürmezler. Birbirlerine attıkları kazıklarda (Sarkozy davası gibi) daha sert davranır, hapishanenin yolunu göstermeyi burjuva demokrasilerine erdem olarak yazdırırken, işçi sınıfına karşı ise bir o kadar tavizsiz davranır, bir çavuşlarını bile teslim etmek istemezler. Türkiye’de de çok dikkat çeken Fransa Telekom intiharları davasının sonucu, aldıkları cezalar büyük olmasa da dünya işçi sınıfı için önemli bir kazanımdı. Şimdi bu söke söke alınan kazanımı korumak ve büyütmek için işçiler yeniden kolları sıvamak zorunda!...