İstanbul’daki Atık Kâğıt İşçileri anlattı: 'Çöp konteynırının içine giriyorum, ne salgından korunması?'

Derin yoksullukla mücadele eden, sokakları gezerek kâğıt, cam, plastik, metal gibi geri dönüştürülebilen maddeleri toplayarak yaşamlarını idame ettiren atık kâğıt/geri dönüşüm işçileri pandemide bilinmeyen kesimlerden biri oldu.

Türkiye’de ortalama yarım milyon atık kâğıt işçisi bulunuyor. Sosyal güvenceden yoksun, düzenli ücreti olmadan yevmiye usulü çalışan ve çöpü ilk elden ayrıştıran atık kâğıt işçileri, uzun ve yoğun çalışma tempolarının yanı sıra tıbbi atıklardan bulaşabilecek hepatit tehlikesi veya astım, verem, kas-iskelet sorunları, kanser gibi bir dizi hastalıkla boğuşuyordu, yanına bir de koronavirüs eklendi. Tek kullanımlık maske ve eldiven gibi atıklarla ilk temas eden işçilerin enfekte olma riskleri oldukça yüksek.

Salgında işsiz kalan çok sayıda yurttaş kâğıt toplayıp satmaya başladı
İlk dönemlerde ek gelir olarak yapılan kâğıt toplama işi son yıllarda ekonomik krizin de etkisiyle meslek haline dönüşerek binlerce insanın tek geçim kaynağı oldu. CHP Milletvekili Sera Kadıgil de pandemi döneminde, günlük işlerde çalışarak geçimini sağlayan çok sayıda insanın işini kaybetmesi nedeniyle sokaklarda kâğıt toplayıp satmaya başladığını geçtiğimiz ay açıkladı.

15 milyon insanın yaşadığı İstanbul’da kent düzeninin devamı için önemli bir paya sahip olan atık kâğıt işçilerinin toplum tarafından görmezden gelindiği su götürmez bir gerçek. Salgın koşullarında yaşamını sürdürebilmek için atık kâğıt işçiliği yapmaktan başka çaresi olmayan Ali ve Hasan ile bu zorlu günleri konuştuk.

“Maskemi hiç indirmediğim için vatandaştan hiç azar işitmedim”
İstanbul’un Kadıköy ilçesinde 2015 yılından bu yana kâğıt işçiliği yapan Ali, 19 yaşında. Diyarbakır’da okul harçlığını çıkarmak için mevsimlik olarak İstanbul’a gidip gelen Ali, lisede elektrik elektronik bölümünden yeni mezun oldu. Şimdi ise üniversite için dershane ve kitap masraflarını karşılamak üzere pandemi koşullarında güvencesiz ve kayıt dışı çalışıyor.

Pandemiden önce de sağlıklı koşullarda çalışmadıklarına değinen Ali, salgın ile birlikte çalışma şartlarının bir hayli zorlaştığını belirtti. Ali, “Amcamlar uzun zamandır bu işe yapıyorlardı. Diyarbakır’da çalışacağım yer olmadığı için İstanbul’a geldim. İşimiz sabah 7’de başlayıp akşam 5 – 6.30 gibi bitiyor. İstanbul’un sokakları tehlikeli… Korkuları yene yene geziyoruz. Bugüne kadar hiç temiz işte çalışamadım. Devamlı geziyoruz, mikrobun içindeyiz. Şimdi bir de pandemi geldi. Bu dönemde bize barınma, gıda gibi yardımlar yapılmadı. Kendi çabalarımızla geçinmeye salgından korunmaya çalışıyoruz. 50’lik maskem var 15-20 dakikada bir değiştirmeye çalışıyorum bir de dezenfektan aldım onlarla korunuyorum. Maskemi hiç indirmeden çalışıyorum. Maskemi hiç indirmediğim için vatandaştan hiç azar işitmedim” diye konuştu.

İşletmeler kapandı, kâğıt işçileri geri dönüşüm malzemesi bulmak için daha çok yürümek zorunda kaldı
Genellikle kafe ve bar işletmelerinden çıkan kâğıtlar ile arabasını dolduruyorken bu mekânların kapatılması sebebiyle geri dönüşüm malzemesi bulmak için daha fazla yürümek zorunda kaldığını söyleyen Ali, “Pandemiden önce 1 saat gezip arabamı doldurabiliyordum. Şimdi her yer kapalı. Çoğunlukla oralardan kâğıt topladığımız için şu an 2-3 saatte anca bir araba doldurabiliyoruz çok fazla yürümek zorunda kalıyoruz” şeklinde konuştu.

“Kadıköy Belediyesi ve zabıtalar etrafı kirlettiğimizi söylüyorlar”
Salgın döneminde bazı kentlerde atık kâğıt işçiliğinin yasaklanmasına da değinen Ali, “İstanbul’da atık kâğıt işçiliği yasaklansın istemem. İstanbul çok büyük bir şehir, belediye yetişemiyor biz onlara yardımcı oluyoruz. Üstten karton, plastikleri toplayarak kabasını alıyoruz. Böylece çevre kirliliğini de engelliyoruz. Ama Kadıköy Belediyesi ve zabıtalar böyle anlamıyor. Bize ters gözle bakıyorlar, etrafı kirlettiğimizi söylüyorlar” dedi.

“Vücudum bitkinlik gösterene kadar çalışıyorum en iyi kazandığım para 100-130 lira”
Hasan ise 9 senedir kâğıt işçiliği yapan 35 yaşında eski bir mahkûm. Sabıkası olduğu için memleketi Adana’da iş bulamayıp İstanbul’a kâğıt işçiliği yapmak için geliyor. Hasan bedeninin tükenme noktasına geldiğinde dahi gün sonunda 100 veya 130 lira kazanabildiğini, salgın koşullarında da Kadıköy’de yerel halkın yardımları sayesinde geçinebildiklerini ifade ediyor.

Atık kâğıt işçiliği yaparken salgından korunmanın mümkün olmadığını belirten Hasan, “Çöp konteynırının içine giriyorum ne salgından korunması? Salgın var çalışmayayım desem akşam yemek yiyemem. Akşam el ayak çekilene kadar, vücudum bitkinlik gösterene kadar çalışıyorum en iyi kazandığım para ise 100-130 lira oluyor. Ben bekârım yemek ve sigara paramı toplayayım yeter. Ama çoluk çocuk bakan insanlar var bu işte. Kadıköylüler bizim durumumuzu biliyor, pandemi koşullarında da ellerinden geldiğince yardımcı oldular. Sağ olsunlar” dedi.

“Bize de bir imkân sunulursa ‘Gel bu işi yap, bunu yapma’ denilirse memnun oluruz”
Pek çok işletmenin kepenk indirmesi nedeniyle çevre atıkları bulmakta zorlandığı için çalışma şartlarının oldukça ağırlaştığını söyleyen Hasan, olanak sunulmadığı müddetçe kâğıt işçiliğine devam etmek zorunda olduğunu belirtti ve şunları kaydetti: “Kadıköy’ün Bahariye semtinde çalışıyorum. Bahariye caddesinde bütün mağazalar kapandı. Mal gelip gittiği yok. Meyhanelere de mal gelmiyor en azından oralardan koli topluyorduk. Pazarlar da açılmıyor ki plastik sepetleri toplayalım. Hafta sonları hariç çalışabiliyoruz tabii hafta sonu insanların yoğunluğundan faydalanıp para kazanabiliyorduk o yoğunlukta olmuyor artık. Ankara kâğıt işçilerini sigortalı geri dönüşüm işçisi olarak belediye bünyesine aldı diye toplama merkezinde bizimle konuşuldu. Bize de bir imkân sunulursa ‘Gel bu işi yap, bunu yapma’ denilirse memnun oluruz”

Pandemiyle birlikte kentte kâğıt toplayan işçilerin memleketine döndüğüne değinen Hasan, memleketi Adana’da iş bulmasının güç olması sebebiyle İstanbul’da kalmak zorunda olduğunu dile getirdi. Hasan, “Seçeneği olan insanlar memleketlerine döndü. Ben Adana’ya dönmek istemem orada pis işlere bulaşmamak için geldim İstanbul’a. Suç oranı yüksek bir şehir Adana. Ben de geçimimi sağlayabilmek için suça sürüklemek zorunda kalırım kendimi… Şu an sizinle konuşmayı bitirip işime dönmek istiyorum bugün pek bir şey de toplayamadım” diyerek sözlerini sonlandırdı.

Sendika.Org (Nur Kaplan)