Asya Avustralya İşçi Sağlığı (AAWL) 15-31 Ekim 2019 Haberleri

ESMAİL BAKSHI KEFALETLE SERBEST BIRAKILDI

İran’ın Kuzistan eyaletindeki Haft Tapeh şeker işçileri sendikası temsilcisi Esmail Bakhshi 30 Ekim günü 750.000.000 tümen gibi ağır bir kefalet karşılığında Evin hapishanesinden serbest bırakıldı. Bakhshi’yi dostları ve destekçileri karşıladı.

14 yıl hapis ve 74 kırbaç cezasına çarptırılan Esmail’in tahliyesi koşullu ve geçici. Yalan haber yaymak, ruhani lidere hakaret ve ulusal güvenliğe karşı suç işleme amaçlı örgüt kurmakla suçlanıyor. Gerçekte ise son iki yıldır verdiği mücadelelerde ve grevlerinde Haft Tapeh şeker kamışı işçilerinin sözcülüğünü yaptı. Hükümetin iş güvenliğini ortadan kaldıran, işten çıkarmalara, ücretlerin ödenmemesine, yolsuzluk ve keyfiliğe yol açan özelleştirme politikalarına karşı net duruşu ve mücadelesi ile tanındı. 2018 Kasım’ında diğer işçi temsilcileri ile birlikte tutuklanan Esmail Bakhshi’ye daha ağır muamele ve işkence yapıldı.

https://workers-iran.org/

PROTESTOCULAR BAĞDAT’IN TAHRİR MEYDANINI ZAPTETTİ

Onbinlerce Iraklı günlerdir Bağdat’ın merkezinde bulunan Tahrir Meydanına yürüyerek ekonomik reform talep ediyor ve yönetimin istifasını istiyor.

Salı günkü miting gece sokağa çıkma yasağının ardından yapıldı. Yolsuzluk, işsizlik ve kamu hizmetlerinin işlememesine karşı bu ay yapılan kitlesel gösterilerin en etkilisiydi.

IŞİD’in yenilmesinden bu yana geçen iki yılda Irak’ta süregelen nispi istikrar artık sona ermiş bulunuyor. Protestocular ülkenin zengin petrol gelirlerinin yurttaşlara yeterince ulaşmadığının farkında. Dünya Bankası verilerine göre halkın yaklaşık beşte üçü günde 6 dolardan az gelire sahip.

Milyonlarca Iraklı sağlık, eğitim, içme suyu ve elektriğe erişemiyor. Ülkenin altyapı hizmetleri iflas etmiş durumda.

https://www.aljazeera.com/news/2019/10/iraqi-protesters-pack-baghdad-tahrir-square-191029162035225.html

LULUMEN’İN KADIN İŞÇİLERİ İŞYERİNDE DÖVÜLÜYOR

Lüks sportif şık giyim firması Luluemon konfeksiyon işçilerine uyguladığı kötü muamele nedeniyle gündeme gelen son moda markası oldu.

Guardian gazetesi Bangladeş’te Luluemon için üretim yapan bir fabrikada çalışan işçilerin düşük ücret aldıklarını, işletme yöneticilerinin onları “sürtük”, “orospu” gibi hakaretlerle taciz ettiğini ve işyerinde fiziksel şiddet gördüklerini yazdı. Genç kadın işçiler ayda 95 Bangladeş taka’sı (112 dolar) ücret alıyor ve bu Luluemon taytlarının fiyatından daha az. İnsanca yaşanabilecek ücret ise ayda 16.000 taka. İşçiler kotaları yakalamak için sürekli fazla mesaiye kalmak zorunda olduklarını ve hasta iken bile çalıştırıldıklarını anlatıyor. Kadın ve erkek işçiler yöneticiler tarafından dövülüyor.

Luluemon ise bu haberler üzerine soruşturma açacağını açıkladı. Kanada firması Bangladeş, Sri Lanka, Vietnam ve Kamboçya gibi pek çok ülkede üretim yapan fabrikalara sahip.

https://www.thecut.com/2019/10/lululemon-garment-workers-say-theyre-harassed-on-the-job.html?utm_source=newsletter&utm_medium=email&utm_content=Lululemon+factory+workers&utm_campaign=OOR--10.21.19

 

SEUL’DE GÖÇMEN YÜRÜYÜŞÜ

20 Ekim’de Seul’un merkezinde kitlesel bir göçmen işçi gösterisi düzenlendi. Eylemin talepleri, göçmen işçilerin işyerlerini değiştirme özgürlüğü ve mevcut çalışma izni sisteminin kaldırılması. Eyleme Kore Sendikalar Konfederasyonu (KCTU), Göçmen İşçiler Sendikası (MTU) ile Göçmen Birleşik Eylem destek verdi. Yürüyüş boyunca Güney Kore hükümeti, politikacılar ve patronlar göçmen işçiler üzerindeki baskılara son vermeye ve çalışma izni sisteminde örgütlenme özgürlüğü ve işçi haklarını tanımaya çağrıldı.

Farklı Asya ülkelerinden 1000 göçmen işçi ve Koreli öncü işçiler taleplerini elde edene dek mücadele kararlılığını haykırdı.

http://blog.jinbo.net/CINA/5260

KAMBOÇYA’DA SENDİKA KAMPANYASI

Pnom Penh’deki 1.685 oda ve süitin bulunduğu Naga World Hotel adlı beş yıldızlı otelde çalışan binlerce işçinin toplu sözleşme hakları tanınmıyor. Son yirmi yıldır Naga Hotel Khmerli İşçiler İşçi Haklarını Savunma Birliği bu işçi düşmanı yönetime karşı hak mücadelesi vermekte. 2109 Mayısında ilk kez toplu sözleşme kampanyası yapıldı ve yönetimin buna yanıtı sert oldu. Sendika temsilcisi Chhim Sithar 20 Eylül’de işyerine sendikanın propaganda materyalleriyle girdiği için tacize uğrayan bir sendika üyesine destek verdiği için şirket kurallarını ihlal etmekten uzaklaştırma cezası aldı.

15-16 Ekim’de 4.400’den fazla işçinin katıldığı bir toplantıda Sithar’ın aldığı uzaklaştırma cezasına karşı mücadele etme ve toplu pazarlık hakkı için kampanyayı sürdürme kararı alındı.

https://www.iufcampaigns.org/campaigns/show_campaign.cgi?c=1150

ESSEX 39 İÇİN TRAJEDİ DEMEYİN

23 Ekim’de 39 göçmen İngiltere’nin güneydoğusunda bulunan Essex kentindeki tır kamyonunun içinde ölü bulundu. Göçmenler -25 derece soğukta donarak yaşamlarını yitirmişlerdi. Kamyon kanalı Belçika’dan geçmişti. Bu hat Fransız hükümetinin Calais’den geçişleri engellemesiyle kullanılmaya başlanmıştı.

39 ölüm ne bir “trajedi”ydi ne de önlenemez bir olaydı. Ülkeye güvenli ve yasal yollardan girmeyi imkansız hale getiren İngiliz hükümet politikalarının doğrudan bir sonucuydu. 39 ölüme sebep olan koşullar mülteciliği reddeden, göçmenlerin ucu bucağı belirsiz bir şekilde tutulmasını meşrulaştıran, sınırdışı etme uçuşlarına başvuran, göçmenlerin temel haklarına erişmesini engelleyen politikalardan oluşuyor. Amaç İngiltere’yi göçmenlerin girmek için çaba harcamasını engelleyecek kadar yaşanmaz bir hale getirmek. Kağıtsız göçmen işçi sömürüsünün köklenmesi de aynı yerden kaynaklanıyor.

https://newint.org/features/2019/10/25/dont-call-essex-39-tragedy

LÜBNAN’DA BİR İLK YAŞANIYOR

Lübnan caddelerinde yüzbinlerce insan “devrim, devrim” ve “halk rejimin düşmesini istiyor” sloganlarıyla yöneticileri istifaya çağırıyor.

Mezhepsel ve siyasal bakımdan farklı insanları bir araya getiren protestolar Lübnan’da yıllardır ilk kez gerçekleşiyor. Olayların çıkış sebebi hükümetin yeni vergiler -WhatsApp dahil- koyması fakat temelinde yolsuzluklarla özdeşleştirilen bir sınıfa karşı büyüyen öfke var. Eylemciler Hristiyan ve Müslüman kesimlerin liderleri arasında husumete sebep olan, patronaj ve kayırmacılık ağlarını besleyen ve kalkınmayı engelleyen mezhepçi yönetim tarzına son verilmesini istiyor.

Mezhep çatışmaları, 1975-1990 iç savaşı dahil olmak üzere Lübnan’da siyasetin her zaman temel bir unsuruydu. 22 Ekim 1988’de Lübnan parlamentosunun Hristiyan ve Müslüman üyeleri Suudi Arabistan’ın Taif kentinde bir araya gelerek mezhep çatışmalarına son vermeyi taahhüt ettiler. Taif Anlaşması 100.000’den fazla insanın ölümünden kısmen rolü olan mezhep çatışmasına politik bir çözüm olma hedefini taşıyordu.

Bir anayasa hukukçusu, "Lübnan vatandaşları ilk defa bir mesele etrafında birleşiyorlar ve bu da hükümetin istifa etmesi," diyor.

https://www.aljazeera.com/news/2019/10/30-years-taif-accord-lebanon-protests-sectarian-politics-191022132737368.html

LOJİSTİKTE İFLASLAR VE İŞÇİLER

Çin’in lojistik devi YTO Express işçileri, şirketin üst düzey hizmet veren OTP Express’te “reorganizasyona” gideceğini açıklamasından bu yana birçok kentte protesto eylemi yaptı. OTP Express istasyonlarındaki işçilerden ya istifa etmeleri ya da YTO’nun asli faaliyetlerinde çalışmaları istendi. Bu da daha düşük ücret alacakları anlamına geliyor.

12 Ekim’de Pekin’de yapılan ilk gösterinin ardından Şanghay, Guangzhou, Xi’an, Wuhan ve Nanjing’de de eylemler gerçekleşti. Chongqing’De bir grup işçi şirket binasından kendini atmakla tehdit etti.

Çin’de ekspres teslimat sektöründe şiddetli bir rekabet var. Küçük şirketler tasfiye olurken binlerce işçi de işsiz kalıyor. Mart ayında iflas eden Rufengda Express işçileri işten çıkarmaları, ücretlerin ve sosyal güvenlik primlerinin ödenmemesini protesto etmişlerdi.

https://clb.org.hk/content/workers-stage-multiple-protests-over-forced-layoffs-yto-express

HİNDİSTAN HAVAYOLLARINDA EMEKLİLİK DAYATMASI

Hindistan Havayolları yönetimi işçilere özelleştirme durumunda işçilere kıdem tazminatı ödenmesi konusunda çekimser kalmasıyla havayolları personelinin bir kısmı gönüllü emeklilik teklifini tartışmaya başlamıştı. Sendika yönetimi konunun üyeleri arasında tartışmaya sunulduğunu ve muhtelif konularda yönetimin yanıtı geldikten sonra son bir görüşmenin yapılacağını söyledi.

Sendika, “300 günlük tazminata hak kazanmış durumdayız. Özelleştirmeye karşıyız ama şirket satıldığı takdirde işçilerin çıkarlarını korumak amacıyla da şirket yönetimini uyardık. 2-3 yıllık hizmeti bulunan orta kademedeki üyelerimizin çoğu bunu karlı buluyor,” diyor. Satış sürecindeki şirketin işçileri tazminatlarını alamayacaklarından endişe ediyorlar. Yaklaşık 11.000 kişinin çalıştığı havayolları işçilerinin yaş ortalaması 54. İşçiler diğer sosyal yardımların yanı sıra sağlık haklarının devam etmesini ve hükümetin sağlık şemasının kendilerine de uygulanmasını istiyorlar.

https://www.zeebiz.com/india/news-air-india-employees-to-take-voluntary-retirement-en-masse-112570

Çeviren: Nilgün Güngör