Meslek hastalığına ‘klinik’ darbesi

İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesi, Temmuz 2018’de Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne bağlı bir birim haline getirildi. İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Akkurt, “Bu karar ‘meslek hastalığı yoktur’ mantığının kurumsallaştırılmasıdır” dedi.

İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesi, Temmuz 2018’de Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne bağlı bir birim haline getirildi. Türkiye’de yalnızca üç tane olan meslek hastalıkları hastanesi sayısının artırılması gerekirken, İstanbul Meslek Hastalıkları Hastanesi’nin bir devlet hastanesine birim olarak bağlanması tepkiye yol açtı. Aydınlık’a konuşan İş ve Meslek Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Akkurt, meslek hastalıkları hastanelerinin bağımsız enstitülere dönüştürülmesi gerekirken bir hastaneye bağlı kliniğe dönüştürülmesinin Türkiye’yi 40 yıl geriye atacağı değerlendirmesinde bulundu.

‘BAĞIMSIZ ENSTİTÜLERE DÖNÜŞTÜRÜLMELİ’

Meslek hastalıklarının Türkiye’deki durumunun zaten belli olduğunu belirten Prof. Akkurt, “Bu ülkede yılda en az 100 bin meslek hastalığının saptanması mevcut sistemle engelleniyor. Bu karar ‘meslek hastalığı yoktur’ mantığını kurumsallaştırmanın bir yoludur” dedi. Meslek hastalıkları hastanelerinin, Türkiye’de ilk defa, 1972’de birer klinik olarak İstanbul ve Ankara’da açıldığını daha sonra hastanelere dönüştürüldüğünü anlatan Prof. Akkurt, konuya ilişkin şu tespitlerde bulundu: “Meslek hastalıkları hastanelerinin, yıllardır ben de dahil olmak üzere birçok kesimin söylediği gibi, bağımsız enstitüler şekline dönüşmesi gerekir. Ama bırakın bağımsız enstitüyü, bir devlet hastanesinin bir kliniği haline dönüştürüldü. Bu gerçekten de 40 yıl önceye dönüşün bir hareketidir. O yüzden sıkıntı oluşturacaktır. Hiçbir katkısı olmayacaktır. Bunun karşısında meslek hastalıklarının saptanmasına yönelik bütün hamleleri İstanbul gibi bir yerde daha da geriye dönüştürecek bir yapıdır. Tespit edilen 3-5 tane meslek hastalığının da yine devlet eliyle zapturapt altına alınmasının bir yoludur bu hamle.”

500 MESLEK HASTALIĞI VAR

Tüm dünyada, gerçek anlamda meslek hastalıklarını tespit eden ülkelerde, mesleki solunum göğüs hastalıklarının dördüncü, beşinci sırada olduğunu bilgisini veren Akkurt, şunları söyledi: “Türkiye’de şu anda mevcut sistemin tıkanıklığı nedeniyle sanki birinci sıradaymış gibi gözükür. 500 dolayındaki meslek hastalığının yarısı göğüs hastalığıdır. Ama bu demek değildir ki evrensel ölçüde tüm meslek hastalıkları bu tarzdadır. Siz evrensel ölçüde beşinci sıraya inmiş bir konumdaki birime meslek hastalıklarını bağlıyorsunuz. Meslek hastalıkları sadece mesleki göğüs hastalıkları, akciğer hastalıkları değildir. Kas-iskelet sistemi hastalıkları vardır, psikososyal sorunlar vardır, kimyasallardan etkilenme vardır, nörolojik hastalıklar vardır. O kadar çok çeşitlidir ki ama bunların üstüne sünger çekip ‘mesleki göğüs hastalıklarını Süreyapaşa daha iyi tespit eder’ deyip oraya bağlıyorsunuz. Diğer hastalıklar ne olacak? O hastalıkların üstü zaten kapalı. Onların üstünü açacak tek nokta, meslek hastalıklarıyla ilgili, Türkiye genelinde en az bir ya da iki enstitünün olmasıdır.” Şu anda meslek hastalıkları hastaneleri dahil bu daldaki birimlerin ve doktorların hiçbirinin yasal anlamda meslek hastalığı tanısı koyma yetkisinin olmadığının altını çizen Prof. Akkurt, bunun değişmesi gerektiği belirterek, şu bilgileri verdi:

TANI KOYMA YETKİSİ VERİLMELİ

Yetkilendirilmiş diye ifade edilen kurumların hepsi sadece SGK’nın iş kazaları ve meslek hastalıkları sigortacılık kolunun evraklarını hazırlayan birimlerdir. Yasal anlamda bu ülkede sadece SGK’nın iş kazaları ve meslek hastalıkları için yetkilendirdiği üç kurulu vardır. Biri Ankara’da, biri İzmir’de, biri İstanbul’dadır. Onlar bu meslek hastalıklarını, bu birimlerden gelen kağıtların üstünde inceleyip ‘var ya da yok’ diye iki dudağı arasında karar verir.

Aydınlık