Avustralya'nın orta kesiminde bulunan Pine Gap'taki ABD askeri haberleşme üssü bundan 50 yıl önce kuruldu. Üs, Avustralya ordusunu ABD'nin küresel askeri ağına bağlayan çok sayıdaki tesisten biri. Dünyanın dört bir yanından gelen savaş karşıtları Eylül sonu-Ekim başında üssün yakınındaki Alice Springs kasabasında antimilitarist bir konferans gerçekleştirdiler. Konferans öncesi ve sonrasında da askeri üslerin nelere yol açabileceğini konu edinen bir dizi eylem ve etkinlik düzenlendi.
İsrail eski devlet başkanı Şimon Peres'in cenazesinde kendisiden “barış insanı” olarak söz edildi. Gerçekte ise Peres' dönemi Filistinlilere baskı ve işgalden başka bir şey getirmemişti. Kısa süre önce yayınlanan bir rapora göre 2000 Eylül'ünden bu yana 100.000'den fazla Filistinli İsrail makamları tarafından tutuklandı. Pek çok Filistinliye“idari gözetim” uygulandı. Aralarında Akram al-Fassisi'nin de bulunduğu bazıları yıllardır bu yasa kapsamında muamele görüyor. İsrail hapishanelerinde çürütülen Filistinli tutsaklar için adalet için mücadelenin tek yolu açlık grevi.
Avustralya Başbakanı Avrupa'ya ve Birleşmiş Milletler'e gittiğinde hükümetinin mültecilere ne kadar iyi davrandığı ile övünüyor. Gerçekte ise Avustralya'da binlerce mültecinin durumu çok farklı. Pasifik'te toplama kampı olarak kullanılan iki adada mülteciler baskı altında. Nauru'da mültecilerin protesto amaçlı kurduğu kampı 200. gününe gelirken, Manus'takiler de ülkelerine zorla gönderilmeye karşı direniyorlar. Avustralya'da bürokratik bir kabus olan geçici vizeler 30.000 civarındaki mülteciyi bezdirmiş durumda. Bu vizelerle çalışma ve eğitim hakları alabildiğine kısıtlanıyor, ailelerini yanlarına getirmeleri engelleniyor ve Avustralya'dan ayrılmalarına izin verilmiyor. 1 Ekim günü Melbourne'da büyük bir mülteci forumu düzenlendi.
Pek çok ülke gibi Filipinler'de de şirketler sendikal faaliyetin engellendiği serbest ticaret bölgelerinde yüksek karlar elde ediyorlar. Cavite Serbest Ticaret Bölgesinde faaliyet gösteren elektronik firması NT Philippines de sendikayı tanımıyor ve yöneticilerini tecrit etmeye çalışıyor. Aynı bölgedeki Taifini fabrikasında da şirket yönetimi sendikal faaliyeti karalayan duyurular dağıtıyor. Öte yandan C&F'de sendikal faaliyet nedeniyle yüze yakın işçi işten çıkarıldı. İşçiler mücadelelerini direniş çadırında sürdürüyorlar.
Guangdong'da üç öncü işçi üç yıl hapis cezasına çarptırıldı. İşçilerin aldığı cezalar tecil edildi. Zeng Feiyang, Zhu, Xiaomei ve Tang Huanxing adlı işçilere verilen cezanın nedeni geçen yıl “ulusal yasaları çiğnemek ve kitlesel gösteriler örgütleyerek sosyal düzeni bozmak”tı. Ancak bu tutuklama ve davalardaki artış, aslında Çin'deki işçi eylemlerinin yükselişine işaret ediyor.
Geçen Kasım ayında bir gösteri sırasında tazyikli suya maruz kalan Güney Koreli çiftçi Baek Nam-ki geçtiğimiz hafta hastanede yaşamını yitirdi. Geçen yılki gösteride pek çok sendika yöneticisi tutuklanmıştı. Ancak işçiler örgütlenmeye ve eylemlerine devam ediyorlar. Kore Kamu Taşımacılığı Sendikası geçtiğimiz hafta ülke çapında greve gitti. Diğer sendikalar da Seul'de devasa bir yürüyüş düzenlediler. Güney Kore'deki durum işçilerin uluslararası ölçekte ilgisini çekiyor ve desteğini kazanıyor.
Filipinler'de devlet başkanı Duterte emriyle yoğunlaştırılan operasyonlarda günde 40 kişinin öldürüldüğü tahmin ediliyor. Resmi ve gayrıresmi ölüm mangaları tam bir pervasızlıkla işçi bölgelerinde terör estiriyorlar. En son öncü işçi Ka Lando'nun katledilmesinin ardından işçi aktivistler, gazeteciler ve tarım işçileri daha da fazla hedef alınmaya başlandı. Bu terör ikliminde onbinlerce insan da tutuklanıyor ve tıklım tıkış hapishanelerde insanlıkdışı koşullarda tutuluyor.
Halep'e son haftalarda düzenlenen hava bombardımanlarında çok sayıda sivil yaşamını yitirdi. Sağlık kuruluşları da bilinçli olarak hedeflenip imha ediliyor. Suriye devletinin bu tavrının bedelini yine işçiler ve işçi aileleri ödüyor. Emperyalist güçler aracılığıyla imzalanan ateşkesin pek faydası olmadığı gibi, ayaklanma ve katliamların gerçek sebepleri de gündemleştirilmedi. Suriyeli yazar, sanatçı ve gazeteciler bir araya gelerek bomba değil yiyecek yardımı yapılması çağrısında bulundu. 1 Ekim'de de dünyanın çeşitli yerlerinde savaşı, Suriye devletini ve emperyalist ülkeleri hedef alan protesto gösterileri düzenlendi.